MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27/11/2012 tarih ve 2012/221-2012/353 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının, müvekkilinin ticaret unvanının ana unsuru olan “...” ibaresini kendi ticaret unvanında kullandığını ve marka olarak adına tescil ettirdiğini, ancak müvekkilinin bu ibareyi davalıdan çok önce kullanmaya başladığını ve öncelik hakkına sahip olduğunu ileri sürerek, davalının ticaret unvanında yer alan “...” ibaresinin ticaret sicilinden silinmesine, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilli, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin 20.02.2012 tarih, 2010/11838 Esas, 2012/2233 Karar sayılı bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; alınan ek rapora göre, 4 ve 12. mal ve hizmet sınıflarındaki davalı marka tescilinin tamamının, 35, 37 ve 43. mal ve hizmet sınıflarındaki bir kısım hizmet ve maldaki davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 14/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.