17. Hukuk Dairesi 2015/1357 E. , 2017/7591 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın küçük yaya murise çarpması sonucu murisin vefat ettiğini, müvekkilinin murisin annesi olup destekten yoksun kaldığını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ünvanının dava dilekçesinde hatalı yazılmış olduğunu, doğru ünvanının ... ... A.Ş. olduğunu, müvekkilinin poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya zorunlu trafik sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu ... limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
Davaya konu trafik kazasında 2 yaşındaki küçük yaya muris davalıya zorunlu trafik sigortalı otobüsün altında kalarak vefat etmiştir. Kaza tespit tutanağında kusur saptaması yapılamamıştır. Soruşturma dosyasında aldırılan ... kusur bilirkişi raporuna göre davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın dava dışı sürücüsü, yönetimindeki otobüsle olay mahalline gelip öğrenci almak için duraklama yaptığı sırada farkına varmadan aracının altına giren 2 yaşlarındaki çocuk yayanın tekrar ileri yönde hareket ettiği sırada tekeriyle üzerinden geçmesi sonucu meydana gelen olayda, oluş şartlarında hatalı tutum ve davranışı olmadığından kusursuz, küçük yaya murisin annesi (davacı) çocuğun bakım ve gözetim görevini yerine getirmeyerek, olaya müdrik olmayan 2 yaşlarındaki çocuğun taşıt yolu içerisinde altına girdiği duraklayan otobüsün hareket etmesiyle tekeriyle üzerinden geçtiği olayda bu ihmalinden dolayı asli kusurlu bulunmuştur. ... raporuna binaen davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın dava dışı sürücüsünün kusursuz bulunması, küçük yaya murisin (davacı) annesinin de meydana gelen olayda kişisel ve ailevi durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açıldığından bahisle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
HMK 266. ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece kusur bakımından hiçbir rapor aldırılmadığı gibi, 6098 sayılı TBK’nun 74. maddesine (818 Sayılı BK’nun 53. maddesi) göre hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle
bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla dahi bağlı değil iken, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilen soruşturma dosyasında aldırılan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. 6100 Sayılı HMK 266. ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda mahkemece tarafların kusur durumlarının tespiti için İTÜ veya ... Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum ve kuruluşlardan seçilecek bilirkişi heyetinden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12.9.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.