23. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/2116 Karar No: 2020/3368 Karar Tarihi: 02.11.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2019/2116 Esas 2020/3368 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirkete rücuen tazminat talebiyle açılan davada, mahkeme, işveren ile yüklenicinin sosyal haklardan müteselsilen sorumlu olmasına rağmen imzalanan sözleşmenin uygulanması gerektiğine ve sözleşme uyarınca işçinin sosyal haklarından sorumluluğun davacı şirkette olduğuna dair karar vermiştir. Ancak, bu kararın hatalı olduğu ve davanın reddedilmesi gerektiği belirtilerek, davalı yararına hükmün bozulması kararı verilmiştir. Kanun maddeleri ise 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi olarak belirtilmiştir.
23. Hukuk Dairesi 2019/2116 E. , 2020/3368 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R - Davacı vekili; Diyarbakır 2. İş Mahkemesi"nde işçi tarafından açılan davada işçilik alacaklarının müvekkili ve davalı ... tarafından müştereken müteselsilen ödenmesine karar verildiğini, bu kapsamda müvekkili tarafından dava dışı işçiye icra takibi sonucunda ödeme yapıldığını, müvekkilinin işçiye ödenen tutarın 1/2" sinin davalıdan talep hakkı olduğunu, bu nedenle Diyarbakır 2. İcra Müdürlüğü"nün 2014/691 esas sayılı davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, ancak davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; işçilik alacaklarından davacı şirketin sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı Bakanlığın çalıştırılacak işçiler ile ilgili işe başlama, çalışma koşulları, denetleme, mali haklarının ödenmesi ile ilgili denetim ve kontrolün tamamen elinde bulundurduğu, ancak taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, işçilerin iş akitlerinden doğacak tazminattan hangi tarafın ne oranda sorumlu olduğu hususunda bir düzenlemenin bulunmadığı, tacir olan davalının çalıştırdıkları işçilerin fiili işçilik dışında sair tazminat haklarından sorumlu olacaklarını bilebilecek durumda oldukları, davacı Bakanlığın da asıl işveren durumunu muhafaza etmesi nazara alındığında doğan zararlardan tarafların yarı yarıya sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. Sözleşme uyarınca çalıştırdığı işçinin sosyal haklarından bizzat davacı sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kısmen kabule karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 02.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.