Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16956
Karar No: 2016/2526
Karar Tarihi: 03.03.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/16956 Esas 2016/2526 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/16956 E.  ,  2016/2526 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın ..., ... ve temlik alan ... yönünden kabulüne, müdahale talep edenler yönünden ise reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar, temlik alan davacı ve davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Asıl ve birleşen dava, tapu iptal ve tescil isteği ile açılmış, yargılama sırasında istek bedele dönüştürülmüştür.
    Asıl davada davacılar; 1166 ada 24 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının ... oğlu ... adını kayıtlı iken, davalı ... İdaresi tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 1986/169 Esas sayılı dava sonucunda verilen 1987/325 sayılı karar ile ... Vakfı adına tescil edildiğini, bilahare ... oğlu ...’nin çocukları ... ve ...’ın da ölümü nedeniyle kızı ...’dan olma ...’ye kaldığını, mirasbırakanları ...’nin 27.0.1973 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak ..., ... ve ...’nun kaldıklarını ve hak sahibi olduklarını ileri sürerek ... Vakfı adına olan tapunun iptali ile 1/2 payın ... mirasçıları ..., ... ve ... adına tesciline karar verilmesini istemişler, ... ve ... Kusula vekili tarafından ... Vakfının gayrisahih olduğunun tespiti ve vakıf şerhinin terkini, ... Vakfının mülkiyet hakkının sona erdirilmesi ve davacıların miras payları oranında adlarına tescil isteği ile açılan dava ise asıl dava ile birleştirilmiştir.
    Davalı; etabli kaydı yaptırılmadığını ve vatandaşlık haklarının kaybedildiğini, Rum Ortadoksların mallarının tam mülkiyet ile Türk Hükümetine geçtiğini, davacıların taşınmaz mallar üzerinde hak iddiasında bulunamayacaklarına dair kararın kesinleştiğini, taşınmazın ortaklığın giderilmesi sonucunda satıldığını ve vakıf hakkının bedele dönüştüğünü, dayanak veraset ilamı iptal edildiğinden davacıların dava konusu taşınmazla mülkiyet ilişkilerinin kalmadığını, Yunan uyruklu davacıların Türkiye’de miras yoluyla taşınmaz edinemeyeceklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; yargılama sırasında ibraz edilen temlik sözleşmeleri de nazara alınarak bedel isteği yönünden davacılar ..., ... ve temlik alan ... yönünden davanın kabulüne, müdahale talep edenlerin müdahale koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle isteklerinin reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1166 ada 24 parsel sayılı taşınmazın 2/4 payının 03.02.1949 tarihinde kadastro ile “...,... oğlu” adına tespit ve tescil edildiği, bu payın 29.12.1988 tarihinde hükmen ... Vakfı adına yazıldığı, Vakfın ayrıca şufa davası ile de pay edindiği, daha sonra açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda taşınmazın satılarak 20.08.2008 tarihinde dava dışı kişiler adına tescil edildiği, taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucunda satılmış olması nedeniyle 30.6.2009 tarihli dilekçeyle istemin bedele dönüştürüldüğü, yargılama sırasında ibraz edilen ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.11.2014 tarih ve 2014/326 Esas, 2014/769 sayılı hasımlı veraset ilamı ile “... oğlu ...”nin mirasçılarının ... , ..., ... ve ... olduğuna karar verildiği, 22.07.2013 havale tarihli dilekçe ile ... ve ...’nun davaya katılma istedikleri, mahkemece 07.07.2015 tarihli ara kararla bu isteğin reddedildiği, yine yargılama sırasında ibraz edilen Temlik Sözleşmesi başlıklı belgeler ile eldeki davada uzlaşma yapılması halinde elde edilecek gelirin ya da tazminat davası sonucunda elde edilecek tüm hak ve alacakların %50’sinin ...’e temlik edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 701 ila 703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, TMK"nin 701. maddesinde (...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
    TMK"nin 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (11.10.1982 tarih 1982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Somut olayda, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine TMK"nin 640. m. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
    Öte yandan kabule göre de; eldeki dava ile birleştirilmesine karar verilen ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/194 Esas, 2008/252 Karar sayılı dosyası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gibi 6100 sayılı HMK’nun 304 ve devamı maddeleri hükümlerine aykırı olarak ve hükmün değiştirilmesi sonucunu doğuracak şekilde tashih yapılması da doğru olmadığı gibi, eldeki davanın niteliği ve ibraz edilmiş olan Temlik Sözleşmesi başlıklı belgelerin içeriği gözetildiğinde lehdarına eldeki davayı takip yetkisi vermeyeceği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması da isabetli değildir.
    Temyiz eden davacılar, temlik alan ve davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı HMK’nun geçici 3.maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK’nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi