19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/26345 Karar No: 2019/7756 Karar Tarihi: 02.05.2019
5607 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/26345 Esas 2019/7756 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yerel mahkemede görülen bir dava sonucunda, sanığın gümrük kaçakçılığı suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir. Ancak, sanığın bu suçtan önce 2013 yılında aynı suçu işlemesi nedeniyle açılan bir dava sonucunda verilen karar bozulmuştur. Bu nedenle, bu iki dava dosyasının birleştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, gümrük kaçakçılığı suçunun devletin vergi kaybına neden olduğu ve kamu hizmetlerinin finansmanında güçlük yarattığı vurgulanmıştır. Ayrıca, sanığın hak yoksunluğuna mahkum edilmesi gerektiği belirtilen TCK'nun 53. maddesi bazı hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği için yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, İlgili Kanun Maddeleri ise; 5607 Sayılı Kanunun 13/1, 5237 Sayılı TCK'nun 54/4 ve 53. madde olarak belirtilmiştir.
19. Ceza Dairesi 2019/26345 E. , 2019/7756 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Sanık ... hakkında verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2- Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak, Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal edildiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında 25.04.2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Ordu 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 2013/383 Esas ve 2014/105 Karar sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 02.05.2019 tarihinde bozulmasına karar verilmesi karşısında; Anılan dava dosyası getirtilip incelenerek mümkünse birleştirilmesi, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp, hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK’nun 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, Kabule göre de; 1) Dava konusu kaçak sigaraların 5607 sayılı Kanun"un 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK"nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 5237 sayılı TCK"nun 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi, 2) Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 02.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.