11. Hukuk Dairesi 2012/9141 E. , 2014/727 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2012
NUMARASI : 2012/117-2012/37
Taraflar arasında görülen davada İzmir 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15.02.2012 tarih ve 2012/117-2012/37 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 14.01.2014 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi İhsan Akgül tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin internet üzerinden satış ve dağıtımını yaptığı bilgisayar programını (ihale ve satın alma programı) uzun çalışmalar sonucu meydana getirdiğini, aslında anılan işin müvekkilinin ablası tarafından 2007 yılında başka firmaların bayiliklerinin alınarak yapıldığını, müvekkilinin ablasının Almanya’da olması nedeniyle onun adına işleri müvekkilinin yaptığını, ablasının Almanya’dan gelmesi üzerine müvekkili ve ablasının aynı yerde büro kiralayarak çalıştıklarını, bir süre sonra müvekkilinin ablası tarafından işletilen işletmenin davalı tarafından işletilmeye başlandığını, davalı ile müvekkili arasında bir süre sonra anlaşmazlıkların çıktığını, müvekkilinin başka yerde büro kiraladığını, davalı tarafından müvekkilinin satışını yaptığı programın kendisine ait olduğuna ilişkin müvekkili hakkında şikayette bulunulduğunu, müşterilerine müvekkili hakkında olumsuz şeyler söylediğini, bu durumun haksız rekabete neden olduğunu ileri sürerek, davalının eylemlerinin haksız rekabet olduğunun tesbiti ile 5.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davadlıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, anılan programın davacıya ait olmadığını, müvekkilinin çalışanı olan dava dışı kişi tarafından programın hazırlandığını ve müvekkiline devredildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların aynı alanda ticari faaliyette bulundukları, davacının satışını yaptığı bilgisayar programının gerçek hak sahibinin davacı olmadığına ilişkin davalı tarafından yapılan suç duyurusunun takipsizlik ile sonuçlandığı, ancak davalı tarafından bu suç duyurusunun davacının müşterilerine de iletilerek sahte program pazarladığı izlenimi verdiği, davalının bu eyleminin haksız rekabet olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, haksız rekabetin tesbit ve meni ile 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekili tarafından davalının haksız rekabete ilişkin eylemleri nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zarara ilişkin olarak bir kısım okul ve belediyelere yapılan satışların iptal edildiği belirtilmek suretiyle zarar iddiası somutlaştırıldığına göre mahkemece bu okul ve belediyelere davacı tarafından satış yapılıp yapılmadığı ve yapıldı ise satışların daha sonra.iptal edilip edilmediği belirlenmek suretiyle davacının zararının tesbiti gerekirken, davacının bir yıl önceki tüm satışlardan elde ettiği kar göz önüne alınarak tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, istek halinde aşağıda yazılı 123,30 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.