14. Hukuk Dairesi 2020/597 E. , 2020/2427 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 07/07/2010 gününde verilen dilekçe ile Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım, ikinci kademede geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/09/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım, ikinci kademede geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir.
Davacılar, üzerinde kat mülkiyeti kurulu olan 2033 ada 11 sayılı parselde kayıtlı 2 numaralı meskenin maliki ve intifa hakkı sahibi olduklarını, davalının ise 1 numaralı meskenin maliki olup tarafların ortak kullandığı bahçenin ortasına duvar örmesi sebebiyle kendi evlerine girmek için evin arka balkonunu kullanmak zorunda kaldıklarını, dolayısıyla davalının evlerine girişine engel olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesini ve duvarın yıkılmasını, olmadığı taktirde taşınmaz üzerinde geçit hakkı kurulmasını talep etmişlerdir.
Davalı, taşınmazlardaki sınır ayrımına konu duvarın üç sene önce yapıldığını, öncesinde ise ahşap çit bulunduğunu ve 25 yıldır taşınmazdaki bahçe sınırının aynı şekilde kullanıldığını (fiili özgülenmenin bulunduğunu) belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; bilirkişi raporuna atfen, 1023 m2 yüzölçümlü ana taşınmazın 341 m2"sini kullanması gereken davacının 176 m2"lik yer kullandığı, bu durumda davacının 165 m2 daha zemin kullanma hakkının bulunduğu gerekçesiyle 2033 ada 11 No"lu parseli çevreleyen 1-1,25 metre yüksekliğindeki duvarın kal"i ile müdahalenin önlenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 18. maddesine göre kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kurallarına uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla karşılıklı olarak yükümlüdürler. Öte yandan, aynı Kanunun 19/2. maddesinde de kat maliklerinden birinin anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesis yapması diğer kat maliklerinin rızasının bulunması koşuluna bağlanmış; kendi bağımsız bölümlerinde ise anayapıya zarar vermemek kaydı ile diğer kat maliklerinin rızasına gerek olmadan onarım, tesis ve değişiklik yapması mümkün kılınmıştır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
Yapılan bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; mahkemece, dava konusu taşınmazın yönetim planı ve mimari projesi ile tadilat projesi ilgili yerlerden getirtilerek, mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde yeniden keşif yapılmak suretiyle taşınmazda geçerli mimari projeye aykırılık oluşturan değişikliklerin neler olduğu ve ne şekilde projeye uygun hale getirilecekleri, aykırılıkların ve eski hale getirmenin bağımsız bölümlerin sağlamlığına olumsuz bir etkisi olup olmadığı hususlarında denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu aldırılması, daha sonra taraf delilleri de birlikte değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 28.02.2020 gününde oy birliği ile karar verildi.