Esas No: 2017/2031
Karar No: 2017/9548
Karar Tarihi: 25.09.2017
Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/2031 Esas 2017/9548 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2017/2031 E. , 2017/9548 K.
"İçtihat Metni"
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 43/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.860,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kapatılan Sivas 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 25/03/2013 tarihli ve 2011/19 esas, 2013/245 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içinde suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun"un 125/1, 43/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.860,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Sivas 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/11/2016 tarihli ve 2016/318 esas, 2016/487 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28/02/2017 gün ve 13033 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanık hakkında cep telefonuyla müşteki Sevda Kılıç’ı ısrarla arama eylemi nedeniyle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına ve Mahkemece hükmün III nolu bendinde sanığın kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu sabit olduğu denilmesine rağmen, hakaret suçuna ilişkin kanun maddesinin uygulanması yapılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın “Suçun niteliğinin değişmesi” başlıklı 226. maddesinde;
“1) Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez.
2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır.
3) Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir.
4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2012 gün ve 13/125-236 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığın ceza yargılamasındaki en önemli haklarından biri yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gereken savunma hakkıdır. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan bu hakkın, herhangi bir nedenle sınırlandırılması olanaklı değildir. Nitekim 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 308/8. maddesine göre de savunma hakkının kısıtlanması mutlak bozma nedenlerindendir.
Maddenin açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere, iddianamede gösterilen eylemin hukuki niteliğinin değişmesi ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hallerin ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkması halinde, anılan maddenin birinci fıkrası uyarınca sanık veya müdafiine ek savunma hakkı verilmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında düzenlenen 17.12.2010 tarihli iddianamede TCK"nın 43. maddesine yer verilmemesine karşın, yargılama safhasında bu hususta ek savunma hakkı tanınmadan hakaret, tehdit ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından verilen cezalarda artırım yapılması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 25.09.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.