11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/16366 Karar No: 2020/1738 Karar Tarihi: 25.02.2020
Resmi belgede bozmak - Dolandırıcılık - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/16366 Esas 2020/1738 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/16366 E. , 2020/1738 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede bozmak, Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanık hakkında "Resmi belgeyi bozmak" suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14.11.2017 tarih ve 2017/866 Esas-2017/466 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; 5237 sayılı TCK"nin 205. maddesindeki "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek" suçunun oluşabilmesi için resmi bir belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılamaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanağının imkansız hale getirilmesi suretiyle bozulması veya belgenin maddi varlığına son verilerek yok edilmesi ya da belgenin bütünlüğüne dokunmaksızın hak sahibinin ondan yararlanmasını engelleyecek şekilde gizlenmesi gerekmektedir. Failin bir belgeyi ortadan kaldırmak, bozmak veya gizlemekle elde etmek istediği sonuç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemekten ibarettir. Nitekim, belge ortadan kalkınca veya bozulunca bu yararlanma olanağı kalmayacağından failin elde etmek istediği sonuç da gerçekleşecektir. Gerçek belgenin aslı ortadan kaldırılarak veya bozularak sonuç elde edildiğinde suç da tamamlanmış olur. Belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesinin amacı hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının önlenmesidir. Diğer bir anlatımla bu suç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması, bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacaktır. Bu açıklamalar doğrultusunda; sanığın, Serap Küçük"e ait nüfus cüzdanını, orijinal fotoğraf yerine kendi fotoğrafını yapıştırarak tahrifat yapmak suretiyle kullanmaktan ibaret eyleminde; bir hakkın kullanımının engellenmesi kastının bulunmaması nedeniyle resmi belgeyi bozma suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 2- Sanık hakkında "Dolandırıcılık" suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede; Hükümden sonra, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasanın 34. maddesiyle değişik CMK’nin 253. maddesi uyarınca, TCK’nin 157/1. maddesinde düzenlenen “dolandırıcılık” suçu, uzlaşma kapsamına alındığından, taraflara usulüne uygun olarak uzlaşma önerisinde bulunulup, sonucuna göre hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması, Kabule göre de; TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.