18. Ceza Dairesi 2017/2039 E. , 2017/9544 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
İşyeri dokunulmazlığını ihlal etme suçundan sanık Mevlüt Duman’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/2, 116/4 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun"un 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresi belirlenmesine dair İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2012 tarihli ve 2012/95 esas, 2012/320 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 01/03/2017 gün ve 11996 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “ İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2012 tarihli ve 2012/95 esas, 2012/320 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip sanığın deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle 5237 sayılı Kanun"un 51/7. maddesi uyarınca hakkında verilen erteli cezanın aynen infazına ilişkin aynı Mahkemenin 04/11/2015 tarihli ve aynı sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine dair İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 04/01/2016 tarihli ve 2015/805 değişik iş sayılı kararının ilk kararın kanun yararına bozulması halinde hukuken hüküm ifade etmeyeceği düşüncesiyle yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, sanığın eyleminin Türk Ceza Kanunu’nun 116/4. maddesinde düzenlenen geceleyin iş yerini dokunulmazlığını ihlal etme suçu oluşturmasına rağmen, hüküm kurulurken ilk önce adli para cezası tercih edilip, Ceza Kanunu’nun 116/2. maddesi gereğince 180 gün adli para cezası belirlendikten sonra 116/4. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezası belirlenip netice olarak 10 ay hapis cezasına hükmedilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK"nun 116/1. maddesinde; “Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmüne yer verildiği,
TCK’nın 116/2.maddesinde; “Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” hükmünün bulunduğu,
TCK’nın 116/4.maddesinde; “Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” düzenlemesinin yer aldığı görülmektedir.
İncelenen dosyada; sanığın gece vakti işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu işlediği, yerel Mahkemece TCK’nın 116/2.maddesi uyarınca 180 gün adli para cezasına hükmedildikten sonra aynı Kanunun 116/4.maddesi uyarınca sanığın 1 yıl hapis cezasına çarptırıldığı, neticeten TCK’nın 62.maddesi uyarınca indirim yapılmak suretiyle 10 ay hapis cezasına hükmedilerek verilen hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği, ancak TCK’nın 116/4.maddesinin müstakil ceza tayini içerdiği gözetilmeden, doğrudan aynı madde uyarınca hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüte yol açacak şekilde TCK’nın 116/2. maddesi uyarınca adli para cezasına hükmedildikten sonra aynı Kanunun 116/4.maddesi uyarınca hapis cezası verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-) İşyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan sanık Mevlüt Duman hakkında, İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/04/2012 tarihli ve 2012/95 esas, 2012/320 sayılı kararının, CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-) Karardaki hukuka aykırılık, sanık aleyhine bir sonuç doğurmayacak nitelikte görülmekle, aynı Kanun maddesinin 4/d fıkrası gereğince Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; hüküm fıkrasında yer alan “TCK’nın 116/2.maddesi uyarınca 180 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına” şeklindeki kısmın hükümden ÇIKARILMASINA, karardaki diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 25.09.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.