Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2203
Karar No: 2017/9542
Karar Tarihi: 25.09.2017

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/2203 Esas 2017/9542 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2017/2203 E.  ,  2017/9542 K.

    "İçtihat Metni"

    Hakaret ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan sanıklar ... ve ... hakkında yapılan yargılama sonucunda beraatlerine dair Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.03.2012 tarihli ve 2010/920 Esas, 2012/137 sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 6352 sayılı Kanunun geçici 1 ve 2/1. maddeleri gereğince dosyanın mahkemesine iade edilmesine müteakip başlanılan yeni yargılama sonucunda adı geçen sanıklar hakkındaki kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin anılan Mahkemenin 06.05.2014 tarihli ve 2014/33-66 sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne ilişkin Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.07.2014 tarihli ve 2014/675 değişik sayılı kararının kanun yararına bozulması talebini içeren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.12.2015 gün ve 32847 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
    İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre, her ne kadar merci Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesince katılanlar tarafından ileri sürülen 6352 sayılı Kanunun geçici 1 ve 2/1. maddelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddialarının ciddi olduğu ve mahkemesince Anayasa Mahkemesine başvurularak sonucuna kadar davayı geri bırakması gerektiği gerekçesi ile itiraz kabul edilmişse de, anılan kanun maddelerinin Anayasaya aykırılık iddialarının daha önce de farklı mahkemelerce ileri sürüldüğü ve 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin iptal başvurusunun Anayasa Mahkemesinin 04.07.2013 tarihli ve 2012/100 Esas, 2013/84 sayılı kararı ile esastan reddedildiği, yine geçici 2/1. maddesine yönelik iptal başvurusunun da Anayasa Mahkemesinin 16.01.2014 tarih ve 2013/92 esas, 2014/6 sayılı kararı ile esastan reddedildiği cihetle Anayasanın "Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi" başlıklı, 152. maddesinin son fıkrasında, "Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmi Gazete"de yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz"; 6216 sayılı Kanunun "Başvuruya engel durumlar" başlıklı 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise "Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmi Gazete"de yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz" hükümleri karşısında talep konusu kanun maddelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasının tekrar ileri sürülebilmesi için geçmesi gereken on yıllık sürenin henüz geçmediği gözetilmeden itirazın yazılı gerekçe ile kabul edilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme;
    Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nun 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
    CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
    CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK"nun 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
    6352 sayılı Kanun"un geçici 1. maddesinde, “ 31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı;
    a) Soruşturma evresinde, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine,
    b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine,
    c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine,
    karar verilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
    6352 sayılı Kanun"un geçici 1. maddesi ve madde gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun bu düzenleme ile ifade ve basın özgürlüğünü korumayı amaçladığı görülmektedir. Bireylerin basın veya sair yayın vasıtaları yoluyla ortaya koydukları düşünce açıklamaları nedeniyle suçlanmamaları ve haklarında ceza soruşturması veya kovuşturması açılmasının önlemesi amaçlanmış, ayrıca ifade özgürlüğünü ihlal iddialarına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde ülkemiz aleyhine açılan tazminat davalarının azaltılması öngörülmüştür.
    6352 sayılı Kanun"un geçici 1. maddesi uyarınca hakkında erteleme imkanı getirilen suçların bir kısmı basın ve yayın yoluyla diğer bir kısmı ise sair düşünce açıklaması yöntemiyle işlenen suçlardır.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde; “Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar….anlaşılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu tanıma göre kitle iletişim araçları vasıtasıyla işlenen ve üst sınırı 5 yılı aşmayan hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar maddenin kapsamına girecektir. Burada suç ayrımına gidilmediği yalnızca suçun basın veya yayın yoluyla işlenmesinin yeterli olduğu görülmektedir. Basın veya yayın araçları görsel, işitsel, yazılı ve elektronik olabilecektir. Ancak bu araçlar yoluyla işlenen suçun genele açık olması diğer bir deyişle kitle iletişimine açık olması gerekmektedir.
    İnceleme konusu somut olayda; sanıklar hakkında gazetede yayınlanan bir yazı nedeniyle hakaret ve adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından dava açılmış, yapılan yargılama neticesinde beraat kararı verilmiş, temyiz talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6352 sayılı Kanun uyarınca değerlendirme yapılmak üzere dosya geri gönderilmiş, bunun üzerine yapılan yargılamada kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilmiştir. 6352 sayılı Kanun uyarınca verilen kovuşturmanın ertelenmesi kararın yapılan itirazı değerlendiren mahkeme talebi reddetmiş ve bu hususta karar vermek üzere dosyayı Bakırköy 12.Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir.
    Bakırköy 12.Ağır Ceza Mahkemesince yapılan değerlendirmede, 6352 sayılı Kanun kapsamında ilgili maddelerin Anayasa aykırılık teşkil ettiğine ilişkin ciddi iddialar bulunması nedeniyle itirazın kabulüne karar verilmiştir.
    Yukarıda yer verilen Kanun hükümleri ve Yargıtay kararları doğrultusunda itirazı inceleyen merciin kararı hem usul hem de esas yönünden denetleyebileceği konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak, anılan kanun maddelerinin Anayasaya aykırılık iddialarının daha önce de farklı mahkemelerce ileri sürüldüğü ve 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin iptal başvurusunun Anayasa Mahkemesinin 04.07.2013 tarihli ve 2012/100 Esas, 2013/84 sayılı kararı ile esastan reddedildiği, yine geçici 2/1. maddesine yönelik iptal başvurusunun da Anayasa Mahkemesinin 16.01.2014 tarih ve 2013/92 esas, 2014/6 sayılı kararı ile esastan reddedildiği cihetle Anayasanın "Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi" başlıklı, 152. maddesinin son fıkrasında, "Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmi Gazete"de yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz"; 6216 sayılı Kanunun "Başvuruya engel durumlar" başlıklı 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise "Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmi Gazete"de yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz" hükümleri karşısında talep konusu kanun maddelerinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasının tekrar ileri sürülebilmesi için geçmesi gereken on yıllık sürenin henüz geçmediği gözetilmeden, yasal olmayan gerekçe ile itirazın kabulü ile Bakırköy 2.Asliye Ceza Mahkemesinin 12.06.2014 tarih, 2014/33 Esas sayılı itirazın reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1-) Hakaret ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarından sanıklar ... ile ... hakkında, Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.07.2014 tarihli ve 2014/675 değişik sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2-) Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 25.09.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi