18. Ceza Dairesi 2017/2407 E. , 2017/9541 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/3-a, 125/4, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 7.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 58/7. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/12/2013 tarihli ve 2013/173-482 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 09/03/2017 gün ve 15214 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre;
1- Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun"un 58/3. maddesindeki "tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur" hükmü uyarınca, müsnet suçu düzenleyen anılan Kanun"un 125/1. maddesinde hapis veya adli para cezasının seçimlik olduğu gözetilerek, hüküm kurulurken hapis cezasının seçilmesi karşısında, aynı Kanun"un 50/2. maddesindeki “Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hâllerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez” şeklindeki düzenleme gereği, sanık hakkında tayin olunan netice 11 ay 20 gün hapis cezasının adlî para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesinde,
2-Sanık hakkında adli para cezasına hükmedilmesi karşısında 5237 sayılı Kanun"un 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni hukuka aykırılık durumlarının incelenmesi gerekmektedir.
5237 sayılı TCK’nın 125. maddesinin 1. fıkrasında; Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun’un 4. fıkrasında da “Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Aleniyet hakaret eyleminin herkesin duyabileceği, görebileceği ve sayısı belli olmayan birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olması anlamına gelmektedir. Aleniyet nedeniyle artırım yapılmasının amaçlarından biri mağdurun onur ve şöhretinin, fiili başkalarının duyması veya duymasına açık olması nedeniyle daha fazla zarar görmesi diğeri ise hukuka aykırılık teşkil eden fiilin bizatihi aleni olarak icra edilmesidir.
İnceleme konusu somut olayda; hükümlü olan sanığın, cezaevi içerisinde meydana gelen tartışmada hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde yer alan anlatımlara göre hakaret sözlerinin başkalarının muttali olacağı şekilde söylendiğine dair bir açıklık bulunmamaktadır. Bu nedenle koşulları oluşmadığı halde aleniyet artırımı yapılarak fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedenleri, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Y.C.G.K."nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 25.09.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.