Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: 1-Sanığın, eşinin ve kendisinin ifadesi için karakola götürülmesini engellemek amacıyla mağdur polis memurlarına cebir uygulamaktan ibaret eyleminin bütün halinde TCK"nın 265/1 ve 43. maddelerinde düzenlenen zincirleme şekilde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, her iki mağdura yönelik eylemleri nedeniyle “kasten yaralama” suçundan ayrı ayrı mahkumiyet kararı verilmesi, 2-TCK"nın 53/1-b maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile uygulanma olanağının ortadan kalkması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/09/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.