Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/18165
Karar No: 2018/24881
Karar Tarihi: 20.11.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/18165 Esas 2018/24881 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı işçi, haklı nedenle iş sözleşmesini feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin, ücret alacağı ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsil edilmesini istemiştir. Davalı işveren ise, husumet itirazında bulunmuş ve davacı iddialarını reddetmiştir. Diğer davalı ise, davacının çalışma süresinin bir yıldan az olduğunu ve alacaklarının zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. İşçinin ödenmeyen ücret alacağı konusunda uyuşmazlık bulunduğu ve kesinti yapıp yapmadığı belirlenemediği için karar kısmen kabul edilmiştir. Ayrıca dava açıldıktan sonra davacı hesabına ödeme yapıldığı ancak raporda bu hususta değerlendirme yapılmadığı belirtilmiştir. Kanun maddelerine göre, ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmaktadır. Mahkemenin hatalı kararı nedeniyle davacının davası reddedilmiştir. 6100 sayılı Kanun’un 90. maddesi gereğince, hâkim kanundaki süreleri
22. Hukuk Dairesi         2017/18165 E.  ,  2018/24881 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan .... A.Ş vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin, ücret alacağı ve ücretinden yapılan kesintiler ile ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... vekili; husumet itirazında bulunmuş, davacı iddialarını kabul etmeyerek davanın reddini savunmuştur.
    Diğer davalı ise davacının çalışmasının bir yıldan az olduğunu, önceki dönemlerden sorumlu tutulamayacaklarını, davacının asgari ücretle çalıştığını alacakların zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı ... A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... A.Ş." nin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    Gerekçe:
    1-Taraflar arasında davacının ödenmeyen ücret alacağı bulunup bulunmadığı ve ücretinden kesinti yapılıp yapılmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
    Davacı 2013 yılı başından itibaren ücretinden aylık 80,00 TL kesinti yapıldığını ve son 1,5 ay aylık ücretinin ödenmediğini iddia etmiş, mahkemece bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre kabul kararı verilmiştir.
    Dosyaya sunulan banka kayıtlarında davacı hesabına ücret alacağı olarak 18.07.2014 tarihinde 750.85 TL dava açıldıktan sonra ise 13.08.2014 tarihinde 471.73 TL ödendiği görülmekte ise raporda bu hususta değerlendirme yapılmamıştır.
    Ayrıca davacı iddiası doğrultusunda 17 aylık süre için 80,00 TL aylık ücretinde kesinti yapıldığına göre hesaplama yapılmışsa da bordrolar ve banka kayıtları karşılaştırılmaksızın hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır.
    Bordrolar ve banka kayıtları karşılaştırlmalı incelenerek davacının ücretinde kesinti yapılıp yapılmadığı ve davacının ödenmeyen ücret alacağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
    2-6100 sayılı Kanun’un 90. maddesinin birinci fıkrasında, “Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez.” hükmü; aynı Kanun"un 181. maddesinde, “Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
    Davacı vekiline hem 19.02.2015, hem de 20.03.2015 günlü celsede davasını ıslah etmek üzere bir haftalık süre verilmiş davacı davasını harcını yatırarak 30.03.2015 tarihinde yasal süreden sonra ıslah etmiştir.
    6100 sayılı Kanun’un 90. maddesinin birinci fıkrası hükmü açık olup, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hakimin kanundaki süreleri artırması veya eksiltmesi mümkün değildir. Bu halde, Mahkemece, 6100 sayılı Kanun"un 181. maddesinde düzenlenen bir haftalık sürenin artırılması hukuken geçersizdir. Bahse konu ıslah işleminin kanunun tanıdığı bir haftalık süre içerisinde yapılmadığı sabit olup, ıslah geçersizdir. Mahkemece, ıslahın hiç yapılmamış sayılarak hüküm tesis edilmesi gerekirken, süresi geçtikten sonra sunulan ıslah dilekçesine göre karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Ayrıca kabule göre de davacının ilk talep ve ıslah dilekçesinde belirttiği miktarın aşılarak hüküm kurulması da hatalı olmuştur.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi