Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8008
Karar No: 2016/2408
Karar Tarihi: 01.03.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/8008 Esas 2016/2408 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/8008 E.  ,  2016/2408 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.03.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilenler vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Asıl dava ve birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ..."in, mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 288, 637, 638 ve 496 parsel sayılı taşınmazlarını ölünceye kadar bakım koşuluyla oğlu davalıya temlik ettiğini, eskiden beri davalı ile birlikte yaşayan murisin bakım ihtiyacının olmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, dava konusu taşınmazların bakım karşılığı devredildiğini, akitten doğan bakım ödevini yerine getirdiğini, murisin başka taşınmazlarının da olduğunu, belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların davalıya temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, murisin mal varlığının yarısını temlik etmek suretiyle makul oranın aşıldığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Mirasbırakan ..."in 288 parsel sayılı taşınmazı 17.04.1998 tarihli akitle, 637, 638 ve 496 parsel sayılı taşınmazları ise 31.08.2010 tarihli akitle ölünceye kadar bakıp beslemek, görüp gözetmek kaydıyla oğlu davalıya temlik ettiği kayden sabittir.
    Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) m. 611. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) 511) maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
    Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
    Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 1.4.1974 günlü ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
    Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
    Somut olaya gelince; davacıların 1931 doğumlu ..."in eşi ve çocukları, davalının ise murisin oğlu oldukları, murisin eşi ve davalı oğlu ile birlikte yaşadığı, emekli maaşının ve arazilerinden gelirinin olduğu, bakımının eşi ile davalı oğlu tarafından yapıldığı, davacı kızı Bedriye"nin de murisin bakımına yardımcı olduğu, davacı ..."in evlendikten sonra haneden ayrıldığı, murisle dargın olduğu, murisin önce 1998 yılında 288 parsel sayılı taşınmazı oğlu davalıya bakım karşılığı devrettiği, taşınmazın dava tarihi 02.08.2011 itibariyle değerinin yapı ve arsa olarak 411.099,57 TL olarak tespit edildiği, daha sonra ise diğer dava konusu 637, 638 ve 496 parsel sayılı taşınmazlarını 31.08.2010 tarihinde yine bakım koşuluyla davalıya temlik ettiği, bakım amaçlı devredilen taşınmazların dava tarihi toplam değerinin ise 1.018.299,00 TL olarak belirlendiği, murisin kalan taşınmazlarının çoğunda paydaş olduğu sabittir.
    Yukarıda değinilen somut olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde mirasbırakanın 288 parsel sayılı taşınmazı 1998 yılında birlikte yaşadığı oğlu davalıya temlikindeki amacın bakımın sağlanması olduğu, davalının da akitten doğan bakım borcunu yerine getirdiği, ayrıca murisin sağlığında bakımının yapılmadığı yönünde bir iddiada da bulunmadığı açıktır.
    Ancak, murisin 288 parsel sayılı taşınmazın devri ile bakımını sağladığı hâlde, bu temlikten sonra 31.08.2010 tarihinde yukarıda açıklandığı şekilde değerleri yüksek olan 637, 638 ve 496 parsel sayılı taşınmazları da davalıya yine bakım koşuluyla devrinin ise mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.
    O hâlde, asıl ve birleşen davanın 637, 638 ve 496 parsel sayılı taşınmazlar bakımından kabulünde bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davalının öteki temyiz itirazlarına gelince; yukarıda açıklandığı şekilde 288 parsel sayılı taşınmazın davalıya temlikinin bakım amaçlı olduğu, davalının akitten doğan bakım borcunu yerine getirdiği gözetilerek 288 parsel sayılı taşınmaz bakımından asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi