Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7324
Karar No: 2016/2407
Karar Tarihi: 01.03.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/7324 Esas 2016/2407 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/7324 E.  ,  2016/2407 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLVEYA TAPU KAYIT MALİKİNİN TESPİTİ

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.03.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ile temyiz edilen vekili Avukat ..., İhbar Olunan ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen İhbar olunan ... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve asillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir
    Davacı, kişisel garantisi altında dava ihbar olunan ... ile davalının annesi ... arasında satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, akdin imkânsız hale gelmesi üzerine bu sözleşmenin 20.3.1998 tarihli sözleşme ile feshedildiğini, anılan sözleşmeye göre 30.4.1998 tarihine kadar 120.000 ABD Doları ödenmesi karşılığında teminat olarak verilen ve ödeme halinde tapuları kendisine iade edilmek koşulu ile kayden maliki olduğu 10910 parsel sayılı taşınmazdaki 19 nolu bağımsız bölümü ve kardeşi ... adına kayıtlı 114 ve 116 parsellerin 1/2"şer paylarını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, borç süresinde ödenemeyince ..."ın davalıya Kadıköy"deki 1175 ada 27 parsel sayılı taşınmazdaki iki adet daireyi devrettiğini, borcun böylece ayın olarak ödendiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı taktirde bir milyar bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, davacının kendisine ait olmayan taşınmazlar bakımından eldeki davayı açamayacağını, davacı ile arasında bir sözleşme bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "somut olayda, davacı ve davalının 20.03.1998 tarihinde düzenledikleri ve imzalarını taşıyan belgede yukarıda değinilen olguların teyit edildiği, bir başka ifadeyle aksi kanıtlanamayan bu belgenin davalıya mülkiyetin naklinin sebebini teşkil ettiği dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Buna göre, taşınmazın satış suretiyle temellük edildiği yönündeki savunmaya itibar edilemez. Bu durumda 20.03.1998 tarihli belgenin taşınmazın sicil kaydının hangi sebeple davalıya intikal ettirildiğine ilişkin bir belge olduğu ve 05.02.947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının öngördüğü anlamda bir belge niteliğini taşıdığı açıktır. Oysa, mahkemece bu belgeye itibar edilmeden davacıya davalı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak davalının da yemini eda etmesi üzerine iddianın kanıtlanmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin doğru olduğu söylenemez. Hal böyle olunca, anılan belgenin yukarıda değinilen İçtihadı Birleştirme Kararının öngördüğü kanıt niteliğinde olduğu gözetilerek yukarıda değinilen somut olayda izah edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu edilen bedelin ödenip ödenmediği araştırılarak Borçlar Kanununun 81. maddesi hükmü de gözetilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, bozma kararına uyularak mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği gibi, bozma kararına uyulmakla usûlû kazanılmış hak oluşur ve mahkemenin bozma doğrultusunda işlem yapması zorunlu hâle gelir.
    Ne varki, somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma gereklerinin yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
    Ayrıca, davacı, bozma ilamı sonrasında, 03.10.2013 tarihinde, “dava konusu taşınmazın zilyetliğini devrettiğini, kira bedellerini davalının tahsil ettiğini, dolar üzerinden hesap yapıldığında inançlı işlemdeki bedeli fazlasıyla karşıladığını, bu yönde keşif yapılıp değerin tespitinin gerektiğini” beyan etmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, davacının beyanında açıkladığı şekilde bir ödemenin söz konusu olamayacağı, başka bir deyişle davacının inançlı işlem gereği kendi edimini yerine getirdiğinin kabul edilemeyeceği açıktır.
    Diğer taraftan, çekişme konusu davacıya ait 10910 parsel sayılı taşınmazdaki 19 nolu bağımsız bölümün 20.03.1998 tarihli inanç belgesinde yer alan 120.000,00 Dolar borcun teminatı olarak devredildiği, anılan bedelin davalıya ödenmediği de (dosya kapsamı ile) sabittir.
    O hâlde, mahkemece, davacıya 6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 97. (Borçlar Yasası 81.) maddesi hükmü gereğince, 20.03.1998 tarihli sözleşmede yer alan 120.000,00 Dolar bedeli mahkeme veznesine depo etmesi için önel verilmesi, anılan bedelin mahkeme veznesine depo edilmesi halinde 10910 parsel sayılı taşınmazdaki 19 nolu bağımsız bölüm bakımından iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi, açıklandığı şekilde anılan bedelin depo edilmemesi halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi