14. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/567 Karar No: 2020/2417 Karar Tarihi: 28.02.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/567 Esas 2020/2417 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2020/567 E. , 2020/2417 K.
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15/09/2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26/01/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, tarafların ortak murisi adına kayıtlı 1 adet bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın aynen taksim, olmadığı taktirde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Bir kısım davalılar, ortaklığın aynen taksim, mümkün olmazsa paydaşlar arasında satış yoluyla giderilmesini istemiş; davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 7 No"lu bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın genel açık artırma yoluyla satılarak giderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 29.01.2016 tarihli dilekçesi ile satışın paydaşlar (mirasçılar) arasında yapılmasına dair hükmün tavzihini talep etmesi üzerine tebligat yapılmak suretiyle tüm taraflar duruşmaya davet edilmiş; davalı ... beyan dilekçesinde, satışın paydaşlar arasında değil, genel açık artırma yoluyla yapılmasını istemiş; davalı ... vekili ise satışın paydaşlar arasında yapılmasına muvafakat ettiklerini bildirmiştir. Mahkemece, 25.02.2016 tarihli ek karar ile tavzih talebinin kabulüne, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın taraflar arasında satış yoluyla giderilmesine karar verilmiş; davalı ... vekili, asıl karara karşı temyiz yoluna başvurmuştur. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu nedenle reddi gerekmiştir. 2) 6100 sayılı HMK"nin "Hükmün Tavzihi" başlıklı 305. maddesinde "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez" hükmü düzenlenmiştir. Somut olaya gelince; asıl kararda ortaklığın genel açık artırma yoluyla satışına karar verilmekle, HMK"nin 305. maddesine aykırı olacak şekilde dava dosyasının yeniden ele alınarak ve ek karar verilmek suretiyle bu kez satışın taraflar arasında yapılmasına dair hüküm kurulması doğru değildir. Ek karardaki kabule göre de, satışın paydaşlar arasında yapılmasına karar verilebilmesi için tüm paydaşların açık muvafakatının bulunması gerektiği gözetilmeden, genel açık artırma yoluyla yapılması yerine paydaşlar arasında yapılmasına karar verilmesi de doğru görülmemiş; bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün tavzihine yönelik 25/02/2016 tarihli ek kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.