17. Hukuk Dairesi 2015/773 E. , 2017/7506 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının idaresindeki motorsikletin davacının idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralandığını, kafa ve yüzünde kırıklar ile sabit izler oluştuğunu, tedavi süresince çalışamayan davacının 1 yıl boyunca daha işgöremeyeceğinin doktorlar tarafından bildirildiğini, işgöremezliğe uğrayan ve yüzünde sabit iz kalan davacının manevi olarak da zarar gördüğünü belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 20.000,00 TL. tedavi masrafı, 1 yıllık kazanç kaybı karşılığı 9.800,00 TL. ve 70.000,00 TL. manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş; 24.06.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 83.466,41 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, kazada davalının kusuru olmadığını, tedavi masraflarının ... tarafından karşılandığını, davalıya ait araç sigortacısının zarardan sorumlu olduğunu, istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 83.466,41 TL. maddi tazminat ve 10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı taraf dava dilekçesinde, kazadaki yaralanması nedeniyle 1 yıllık çalışamamanın karşılığı olarak 9.800,00 TL. maddi tazminat istediğini belirtmiş, davacının kalıcı işgöremezliğe uğradığı yönünde bir iddiada ve bu sebebe dayalı tazminat isteminde bulunmamıştır. Mahkemece benimsenen 29.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davacı lehine 3 aylık iyileşme süresi için geçici işgöremezlik tazminatı ile sonraki dönem için sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 104.031,70 TL. hesaplama yapılmış; mahkeme tarafından, davacı vekilinin ıslah talebiyle bağlı kalındığı belirtilerek toplam 83.466,41 TL. maddi tazminata hükmedilmiştir.
Ayrıca, davacı tarafın dava dilekçesinde, talep edilen tazminatlar için faiz isteminde bulunulmadığı; ıslah dilekçesinde de, ıslah yoluyla artırılan 53.666,41 TL"nin ıslah tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiği görülmektedir. Mahkeme ise, hüküm altına aldığı maddi tazminatın tamamı için kaza tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmetmiş, temerrüt faizi yönünden de davacının talebini aşmıştır.
6100 sayılı HMK"nun 26/1 maddesindeki "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesi göz önünde bulundurulduğunda; davacı tarafın talebi aşılarak, dava dilekçesinde talep edilmeyen sürekli işgöremezlik tazminatına ve davanın ilk açılışındaki talebe konu tazminatlara kaza tarihinden temerrüt faizine hükmolunması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.