1. Hukuk Dairesi 2015/1089 E. , 2016/2387 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... hakkında açılan davanın reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacı, çekişme konusu 2420 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davalı ... ve dava dışı kardeşleri ile birlikte paydaş olduklarını, taşınmaz üzerinde bulunan binanın 1.katındaki dairenin ...’in oğlu olan diğer davalı ... tarafından oturmak sureti ile kullanıldığını ileri sürerek Temmuz 2009-Mayıs 2013 dönemi için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000-TL ecrimisilin tahsilini istemiş, ıslahla istemini 8.627-TL’ye çıkarmıştır.
Davalılar, intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini, davalı ... yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, davalı ...’ın taşınmazda davacının rızası ile oturduğunu, davacının payına düşen kısma tecavüzün bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, çekişme konusu 182,75 m2 büyüklüğünde bahçeli kargir ev vasfındaki 2420 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 11/08/1998 tarihli imar işlemi ile ... Belediyesi, tarafların mirasbırakan anneleri ..., dava dışı kardeşleri ... ile davacı ve davalı adına paylı olarak kayıtlı olduğu, davacı tarafından ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2009/925 E. sayılı dosyası ile 08/06/2009 tarihinde açılan ortaklığın giderilmesi davasının 04/03/2010 tarihinde kabulle sonuçlanarak ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil haksız işgal tazminatı olup husumetin 6100 sayılı HMK"nun 50. maddesi (1086 HUMK."nun 38. maddesi) hükmü uyarınca taşınmazı haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanan ve kullandıran kişilere yöneltilmesi gerekir. Bu durumda davalı ... kullandıran, davalı ... da kullanan olarak ecrimisilden sorumlu olup, davalı ... hakkında verilen red kararı yanlış ise de davalı ... yönünden davacı temyizi bulunmadığından bu konu bozma nedeni yapılmamıştır. Davalı ...’in husumete ilişkin temyiz itirazı açıklanan gerekçe ile yerinde görülmediğinden reddine.
Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz üzerinde zemin + 3 kattan oluşan bina bulunduğu, binanın 1.katındaki dairenin davalılardan ... tarafından kullanıldığı, davalıların daireyi davacının muvafakatı ile kullandığı savunmalarını kanıtlayamadıkları, öte yandan 08/06/2009 tarihinde açılan ortaklığın giderilmesi davası ile intifadan men koşulunun oluştuğu da gözetilmek suretiyle ecrimisile hükmedilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki, tapu kaydında davacının 43/209 payla malik olduğu, anne ...’nin payının intikalinin gerçekleşmediği, mirasçılar dışında Belediye’nin de 37/209 payla malik olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ecrimisil hesabı yapılırken davacı payının 1/3 olarak alındığı, ilk dönem kira bedeli belirlenerek ÜFE uygulanmadan dava tarihi itibari ile belirlenen kira bedeli üzerinden hesaplama yapıldığı, tapu kaydındaki şerhten ...Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 25/01/2012 tarihli yazısı ile 10/02/2012 başlama tarihi ile taşınmazın satışına gidildiği anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca; yukarıda değinilen ilke ve usul çerçevesinde, öncelikle taşınmazın güncel tapu kaydı ve satış dosyası getirtilerek, dava tarihine kadar olan döneme ilişkin hak sahipliğinin belirlenmesi, dava tarihi itibari ile taşınmazın pay oranlarında değişiklik olmadığının tespiti halinde, bilirkişiden davacının tapu kaydındaki payı gözetilmek ve ilk dönem için belirlenen bedele, ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle hesap edilecek ecrimisil yönünden rapor alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
Davalı ...’in temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.