17. Hukuk Dairesi 2015/3082 E. , 2017/7498 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların eşi/babası olan ..."e çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için 5.000,00"er TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 23.05.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam taleplerini 175.000,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, poliçe teminat limitiyle sınırlı olarak ve sigortalının kusuru oranında zarardan sorumlu tutulabileceklerini, davadan önce yapılmış başvuru olmadığından temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 52.689,35 TL. ve ... için 16.370,44 TL. destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacıların desteği olan yaya ..."in
kazanın oluşumundaki kusuru oranında tazminattan indirim yapılması gerektiğinin kabulünde bir usulsüzlük bulunmamasına; ıslah yoluyla artırılan kısım yönünden de davalının temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin Dairemiz"in yerleşik uygulamalarına uygun bulunmasına; davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına göre; davacılar vekili ve davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Desteğin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasındaki tarafların kusur oranlarının belirlenmesi bakımından alınan, 14.09.2012 tarihli kök ve 01.10.2013 tarihli ek bilirkişi raporlarında, davacılar desteğinin kazada % 85 oranında ve davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise % 15 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiş; tazminat hesaplaması da bu kusur oranlarına göre yapılmıştır. Kolluk güçleri tarafından kazaya ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağı incelendiğinde; desteğin, ilk geçiş hakkına sahip olan araçlara geçiş hakkını tanımama nedeniyle kazada asli kusurlu olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise hızını yol ve trafik durumuna uydurmama nedeniyle tali kusurlu olduğu şeklinde tespit yapıldığı görülmektedir.
Davaya konu kazanın yerleşim yeri içinde meydana gelmiş olması, kaza mahallinin 1,5 km gerisinde hız sınırının 30 km/ saat olduğuna dair trafik uyarı levhasının bulunması hususları ve somut olayın özellikleri gözetildiğinde, davalı sigortalısı için belirlenen kusur oranının düşük olduğu açıktır. Dairemiz"in yerleşik uygulamalarıyla, kazadaki taraf kusurlarının asli- tali olarak ifade olunduğu durumlarda, tali kusurlu sayılan tarafın kusur oranının % 25 olarak uygulanması kabul edilmiştir. Bu durumda, Dairemiz"in yerleşik uygulaması da gözönünde bulundurularak, davalı sigortalısının kazada % 25 oranında kusurlu olduğu kabulü ile tazminat hesabının yapılması gerekirken, hatalı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Davalı ... şirketi, kazaya karışan ve davacılar murisinin ölümüne neden olan aracın trafik sigortacısı olup 2918 sayılı ..."nun 99/1. maddesi ile ... Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar davacının, davalı ... şirketine tazminat için başvuru yapıp yapmadığı dosya kapsamından anlaşılamamakta ise de; davacıların dava açmadan önce davalı sigortacıya başvuruda bulunduğuna ilişkin bir iddiasının ve bu yönde sunulu belgenin bulunmaması; davalı ... şirketinin de davadan önce başvuru olmadığını mahkemeye bildirmiş olması karşısında, temerrüdün en erken dava tarihi itibariyle oluştuğu kabulüyle temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, kaza tarihinden faize hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; hükmün, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar yararına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı yararına BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 11/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.