12. Ceza Dairesi 2015/14737 E. , 2016/756 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/2 ve 62/1. maddeleri gereğince 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... Sulh Ceza Mahkemesinin 30.05.2014 tarihli ve 2014/24 esas, 2014/188 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/3. maddesinde yer alan, “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” biçimindeki düzenleme karşısında, daha önceden hapis cezasına mahkûm edilmemiş olduğu anlaşılan sanık hakkında hükmolunan 25 gün hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/1. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 28.07.2015 gün ve 50364 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.09.2015 gün ve 2015/285216 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."in 27.01.2008 tarihinde işlediği sabit görülen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/2, 62. maddeleri gereğince 25 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dairr... Sulh Ceza Mahkemesinin 26.05.2008 tarihli ve 2008/43 esas, 2008/86 sayılı kararının itiraz edilmeden 11.03.2009 tarihinde kesinleşmesinin ve kesinleşme tarihinden itibaren 5 yıllık denetim süresinin başlamasının ardından, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 25.01.2013 tarihli ve 2011/278 esas, 2013/97 sayılı kararı ile 10.06.2011 tarihinde kasten yaralama suçunu işlediği sabit görülerek, anılan suça ilişkin mahkumiyet kararı 15.04.2013 tarihinde kesinleşen sanık hakkında, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle ihbarda bulunulmasını müteakip, duruşma açılıp, sanığın savunması alındıktan sonra, 26.05.2008 tarihli hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/2, 62/1. maddeleri gereğince 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ...Sulh Ceza Mahkemesinin 30.05.2014 tarihli ve 2014/24 esas, 2014/188 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesinin 11. fıkrasında, denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suçun işlenmesi halinde veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemece hükmün açıklanacağı belirtilmiş olup, bu iki halin gerçekleştiğinin saptanması durumunda, mahkemece yapılacak işlem, önceden verilen ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu olması nedeniyle hukuki varlık kazanmayan hükmün açıklanmasından ibarettir. Bu iki şarttan birine aykırılık nedeniyle hükmün açıklanması halinde mahkemece, uygulanmasında yasal zorunluluk bulunduğu halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi nedeniyle uygulanamayan yasal hükümler hariç olmak üzere önceki hükümde bir değişiklik yapılmayacağından, yeniden kurulan hüküm de önceden verilen hükmün infazını sağlamaya yöneliktir. Yeniden hüküm verilmesi ise yalnızca sanığın “kendisine yüklenen yükümlülüklerin yerine getirilememesi” halinde mümkündür. Bu şart gerçekleştiğinde, sanığa yeni bir imkan sağlamayı düşünen yasa koyucu, yükümlülüğün yerine getirilememesi haline münhasır olarak mahkemeye, sanığın durumunun değerlendirilmesi suretiyle, cezanın kısmen infazına ya da önceki hükümde yasal zorunluluk nedeniyle tartışılamayan erteleme veya seçenek yaptırımlara çevirme kurumlarının değerlendirilmesi suretiyle yeniden hüküm kurması imkanını sağlamıştır. Bu son halde dahi mahkeme, sübut ve nitelendirmenin değiştirilmesi veya önceki uygulamadan dönme yönünden bir imkâna sahip olmamakta, yalnızca önceki hükmün varlığı kabul edilerek, belirli bir kısmının infaz edilmemesi ya da önceki hükümde değerlendirilemeyen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50 veya 51. maddelerinin uygulanması yetkisine sahip olabilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/3. maddesi gereğince, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş sanıkların kısa süreli, diğer sanıkların ise otuz gün ve daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı yaptırımlara çevrilmesi zorunlu olup, kayden 25.10.1984 doğumlu ve suç tarihinde 23 yaşında olan sanığın adli sicil kaydının bulunmaması karşısında, sanık hakkında hükmedilen 25 gün hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50. maddesinin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 30.05.2014 tarihli ve 2014/24 esas, 2014/188 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309/4-d maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hükmün 3 numaralı paragrafından sonra gelmek üzere hüküm fıkrasına, “4- Sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/3. maddesindeki amir hükme göre, takdiren aynı Kanun"un 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilerek, TCK"nın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 20 TL"den sanığın neticeten 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,” ibarelerinin eklenmesine, sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmiş olması karşısında, “5271 sayılı CMK 231/11 gereğince seçenek yaptırımlara çevrilmesine ve ertelenmesine yer olmadığına” ibarelerini içeren hükmün 4 numaralı paragrafının hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.