
Esas No: 2019/4629
Karar No: 2019/14252
Karar Tarihi: 18.09.2019
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2019/4629 Esas 2019/14252 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.Arsa niteliğindeki ...Mahallesi 3191 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden, davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Fazla yatırılan bedelin davacı idareye iadesinde faiz işletilmemesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından ve bozma sonrası tespit edilen bedel, bozma öncesi tespit edilen bedelden düşük olduğundan, tespit edilen bedelden acele el koyma bedeli mahsup edildikten sonra kalan fark bedele 16.02.2016 tarihinden ilk karar tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,3-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ... numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli (.../Türkiye) ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 numaralı başvuru sonucu verilen 09.05.2019 tarihli kararları dikkate alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin gözetilmemesi,Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a-2 nolu bendinde yer alan (48.618,28-TL) ibaresinden sonra gelen kısmın hükümden çıkartılmasına, yerine (davalı tarafından bankadan çekilmişse davalıdan alınarak davacıya iadesine, çekilmemişse davacıya iadesine)cümlesinin yazılmasına,
b-Ayrı bir bendi olarak (Tespit edilen bedelden acele el koyma bedeli olan 15.037,98 TL’nin mahsubu ile fark 57.889,44-TL bedele 16.02.2016 tarihinden ilk karar tarihi olan 31.05.2016 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine,) cümlesinin yazılmasına,
c-Vekalet ücretine ilişkin 5 nolu bendinin hükümden çıkartılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 18/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.