MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 213 ada 2 parsel sayılı 31.067,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar murisi ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar, dava dilekçesinde nizalı taşınmazın 2/3’ünün babaları ... oğlu ... tarafından 3. şahıstan satın alındığı, 1/3’ünün ise kök muris İsa’dan geldiğini ileri sürerek dava açmış, yargılama sırasında taşınmazın 1/2’sinin tapusunun iptal edilerek miras payları oranında adlarına tapuya tescil edilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 213 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 1/2 pay oranında tapu kaydının iptali ile payları oranında ... oğlu ... mirasçıları olan davacılar adlarına tapuya tesciline, parselden bakiye kalan kısmın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm; davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmaz üzerinde ...’ın da hissesi bulunduğu, ...’in hissesini devretmediği, davacıların taşınmazdaki ... hissesine bağlı olarak miras hissesine sahip oldukları kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalıların murisi ... adına tespit edilmiş olup, davacılar, dava dilekçesinde nizalı taşınmazın 2/3’ünün babaları tarafından 3. şahıstan satın alındığı, 1/3’ünün ise kök muris ...’dan geldiği ve taksim edilmediğini ileri sürüp dava açmış, yargılama sırasında taşınmazın 1/2’sinin tapusunun iptal edilerek miras payları oranında adlarına tapuya tescil edilmesini talep etmişlerdir. Davalı taraf, taşınmazın yarısının murisleri ... tarafından zilyetlik yoluyla edinildiği, diğer yarısının ise amcası ... tarafından bağışlanıldığı savunmasında bulunmuş, temyiz dilekçesinde ise İsa terekesinin taksim edildiğini belirtmişlerdir. Bu durumda, taşınmazın kök muris ..."dan kaldığı uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmıştır. Uyuşmazlık ise terekesinin uygun şekilde paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise kim ya da kimlerin payına düştüğü noktasında toplanmaktadır. Davalı tarafça dayanılan ve temyiz incelemesi sırasında getirtilip incelenen, taraflar arasında kadastro mahkemesinde görülen bir kısım davalara ilişkin Yargıtay ilamlarının incelenmesinde, kök muris İsa terekesinin paylaşılıp paylaşılmadığı konusunda araştırma yapılması gereğine değinilmiş olduğu görülmüştür. Eldeki bu dava dosyasında da toplanan deliller taksimin varlığı ya da yokluğu konusunda hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi, davacılar tanığı olarak dinlenen ... beyanı ile yerel bilirkişi anlatımları arasındaki çelişki de giderilmemiştir. Hal böyle olunca doğru sonuca varabilmek için mahallinde mahalli bilirkişiler ve HMK 31. maddesi uyarınca Hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında taraflara gerektiğinde yeni delil bildirme hakkı hatırlatılmak suretiyle tarafların bildireceği tanıklar hazır olduğu halde yeniden keşif yapılarak, muris İsa"nın terekesinin usulüne uygun şekilde taksime tabi tutulup tutulmadığı, taksim varsa taşınmazın kimin payına isabet ettiği araştırılmalı; beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyanlara neden üstünlük tanındığı kararda tartışılıp gerekçelendirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu şekilde bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre, dava tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu ve taşınmazın 1/2 payı iptal edildiği halde kalan 1/2 pay yönünden mükerrer tescil oluşturacak şekilde “tespit gibi tesciline” şeklinde hüküm kurulması da isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 23.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.