Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/15011 Esas 2018/24835 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

Davacı ... davalı aralarındaki dava hakkında ... 23. İş Mahkemesinden verilen davanın kabulüne ilişkin 13.06.2017 tarihli ve 2016/1701 esas, 2017/378 karar sayılı karara yönelik davalının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi ... 9. Hukuk Dairesinin 29.12.2017 tarihli ve 2017/3889 esas 2017/3703 karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararından sonra işçinin işe başlatılmış olması sebebiyle feshin geçersizliğine karar verilmesi talebi konusuz kaldığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, fesih tarihi ile işe başlatılma tarihi arasında geçen en çok 4 aylık ücret ve diğer hakların davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekilince söz konusu kararın temyizi üzerine Dairemizin 20.06.2018 tarihli ve 2018/5881 esas ve 2018/15369 karar sayılı ilamıyla, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2017/3889 esas ve 2017/3703 karar sayılı ve ... 23. İş Mahkemesinin 2016/1701 esas, 2017/378 karar sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, davacının feshe konu sabit olan haklı neden ağırlığındaki eylemi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı avukatınca; davacının dava konusu eylemi hakkında şikayetten vazgeçme nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olmasının yanı sıra, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/899 esas 2017/356 karar sayılı kararı ile davacı hakkında verilen beraat kararının kesin hüküm niteliğinde olduğu belirtilerek Dairemiz ilamının maddi hataya dayandığı gerekçesi ileri sürülmüş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Dosya içeriğine göre; davalı yanca ileri sürülen fesih sebebi davacı işçinin işyerindeki bir başka işçiye cinsel tacizde bulunması olup ilk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı davalı vekilince ileri sürülen istinaf başvurusunda, dayanılan fesih sebebine göre davacının iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiği belirtilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar üzerine davalı yanca ileri sürülen temyiz dilekçesinde de feshe konu eylemin sübut bulduğu; ancak, davacının yerel mahkeme kararını henüz kesinleşmeden işyerine ibraz edip bunun yanı sıra mahkeme kararının Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne tebliğini talep ederek işe başlatılma talebinde bulunması üzerine, işyeri yetkililerince davacının bu aceleci ve ısrarcı tutumu karşısında idari yargı kararlarında olduğu gibi derhal işe başlatılması gerektiği gibi bir yanılgıya düşülerek böyle bir işlem tesis edildiğinin öğrenildiği, davacının söz konusu kesinleşmemiş kararın istinaf yoluyla incelenmesini ve aleyhine sonuç doğurabilecek bu kanun yolunu engellemek maksadıyla bu şekilde hareket ettiğinin aşikar olduğu ifade edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı henüz kesinleşmeden davacının davalı kurum tarafından işe başlatılmasına; davalı kurumun, yapılan feshin geçersiz olduğunu kabul ettiği anlamını yüklemek mümkün değildir. Zira, davalı idare, idare mahkemesi kararlarını kanunda öngörülen süre içinde uygulamak zorunda olup somut olayda da, aynı eylem tarzı içinde olması gerektiği algısı ile istinaf başvurusunda bulunulan İlk Derece Mahkemesi kararı üzerine davacı işçiyi işe başlatmıştır. Bu itibarla, tüm dosya kapsamına göre, temyiz incelemesi sonucu davacının sabit olan haklı neden ağırlığındaki eylemi nedeniyle davanın reddine dair verilen Dairemiz ilamında maddi hata saptanamadığı dikkate alınarak davacı vekilinin dilekçesinin REDDİNE, 19.11.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.