19. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/1101 Karar No: 2019/3927 Karar Tarihi: 19.06.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/1101 Esas 2019/3927 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2019/1101 E. , 2019/3927 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı asil, davalının davacıya çek verdiğini, çekin bankaya ibraz edildiğini, ancak sahte çıkması nedeniyle banka tarafından işlem yapılmadığını, çeke dayanılarak başlatılan ilamsız icra takibine karşı davalının icra dairesinin yetkisiyle birlikte borca haksız olarak itiraz ettiğini, borçlu davalının takibe konu çeki davacıya Geyve’de verdiğini, yani taraflar arasındaki alışverişin Geyve’de olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asil davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı vekili olduğunu beyan eden Av. ...’in vekaletnamesini harçlandırmadığı için davaya vekil olarak kabul edilmediği, davalı borçlunun icra takibine itirazında, icra dairesinin yetkisiyle birlikte borca itiraz ettiği, davalı borçluya ödeme emrinin İznik’te tebliğ edilmiş olması nedeniyle davalının yerleşim yerinin İznik olduğunun anlaşıldığı, davacının takibe konu ettiği çekin sahteliğini kabul etmesi nedeniyle taraflar arasında kambiyo ilişkisinden de bahsedilemeyeceği, sahteliği kabul edilen çeke dayanılarak yapılan icra takibinde genel yetkili olan borçlunun yerleşim yeri icra dairesini yetkili olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesi ve davacının ön incelemedeki açıklamalarına göre davacının üzüm satışından kaynaklanan alacağın tahsili için ilamsız takip yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, dava konusu takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de bu hüküm yeterli incelemeye dayanmamıştır. İİK’nın 50. maddesi yollamasıyla HMK’nın 10. ve TBK’nın 89. maddesi uyarınca davacı davalıya üzüm satıp bedelini alamadığını ispatlayabilirse, kendi ikametgahında icra takibi yapabilir. Bu itibarla tarafların delilleri toplanıp yetki hususu bir ön sorun olarak incelenmesi gerekir. Mahkemece öncelikle davacıdan çek aslı istenmeli, bu çekin lehdarı ve 1. cirantası olduğu görülen davalı isticvap edilmeli, şayet çek aslı davacı elinde ve imzada davalıya ait ise bankaya ibraz edilmemiş bu çekin yazılı delil başlangıcı olduğu kabul edilmelidir. Bu durumda davacının dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı dikkate alınarak davacı tanıkları dinlenmelidir. Hal böyleyken mahkemenin hiçbir tahkikat yapmadan takibin davalının ikametgahında yapılmadığı gerekçesiyle davayı reddetmesi doğru olmamıştır. Öte yandan davalı vekilinin mazeret dilekçesi ekinde gönderilen vekaletnamesinde, vekalet tasdik harcının yatırıldığı tam olarak anlaşılmıyor ise de daha sonra muhabere ile gönderilen makbuzdan harcı yatırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece belge aslının gelmesi beklenmeden davalı vekilinin vekaletnamesi olmadığı şeklinde bir kabul ile vekaletsiz vekilin mazeretinin kabul edilmeyeceği şeklinde karar oluşturulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün davacı yararına bozulmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 19/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.