22. Hukuk Dairesi 2017/18189 E. , 2018/24831 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan ... vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili; zamanaşımı def"inde bulunmuş, davacı iddia ve taleplerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili ile davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekili ve davalılardan ... Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücreti alacağının belirlenmesi ve fazla çalışma ücretinden indirim yapılıp yapılmayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İşçinin fazla çalışma ve tatil ücreti alacaklarından indirim yapılması konusunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu uygulama Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile benimsenmiştir. Yargıtay kararlarında istikrarlı olarak işçinin uzun süre aynı şekilde çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı, işçinin izinli, mazeretli ve tatil günlerinde dinlenme hakkını kullanmadan yıllarca sürekli çalıştığının düşünülemeyeceği göz önüne alınarak hüküm altına alınan fazla çalışma ve tatil ücreti alacaklarından dosya içeriğine uygun bir indirim yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Aksine bir kabul yani “takdiri indirim” adı altında indirim oranın tamamen mahkemece takdir edilmesi gerektiği düşüncesi, uygulama ile varılmak istenen amaç ile bağdaşmayacağı gibi işçinin hakkına ulaşamaması tehlikesine de yol açabilecektir.
Açıklanan nedenlerle fazla çalışma ve tatil alacaklarından yapılacak indirimin “hakkaniyet indirimi” ya da “takdiri indirim “olarak nitelendirilmesi doğru olmayacaktır. İndirim, işçinin yılın belli dönemlerinde çalışmadığı karinesine dayalı olduğundan “karineye dayalı makul bir indirim” ifadesinin kullanılmasının daha doğru olacağı kuşkusuzdur (Hukuk Genel Kurulu’nun 06.12.2017 tarih 2015/9-2698 esas.-2017/1557 sayılı kararı).
Fazla çalışma iddiasında, fiili bir olgu söz konusu olduğundan, kural olarak işçi tatil çalışmalarını ve fazla çalışma yaptığını her türlü delille, bu bağlamda tanıkla da ispat edilebilir. İspat konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları ve benzeri belgeler delil niteliğindedir. Ancak çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekmektedir. Ne var ki, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İşçinin tatil günlerindeki çalışmaları ile fazla çalışmaların yazılı belgelere, işveren kayıtlarına veya kesin delillere değil tanık anlatımına dayalı olması durumunda mahkemece, indirimi öngören bir yasal düzenleme olmasa da işçinin uzun süre her gün fazla çalıştırılmasının ya da bütün tatil günlerinde çalıştığının kabulünün hayatın olağan akışına ve insan doğasına uygun düşmeyeceği, yaşam tecrübelerine göre hiç hastalanmadan veya evlenme, doğum, ölüm, özel işleri gibi mazereti çıkmadan yıllarca sürekli çalıştığının kabul edilemeyeceği, işyerindeki üretim faaliyeti ve işçinin üstlendiği işin niteliği dikkate alınmadan sürekli iş gördürüldüğünün varsayılamayacağı; işçinin ara dinlenmesi, hafta tatili, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde hiç dinlenme hakkını kullanmadan çalıştığının düşünülemeyeceği karinesi göz önünde tutularak, hesaplanan tatil ve fazla çalışma alacaklarından makul bir indirim yapılması gerektiği hususu değerlendirilmelidir.
Nitekim fazla çalışma iddiasının takdiri delil ile kanıtlanması durumunda indirim yapılması gerekeceği hususu Hukuk Genel Kurulu"nun 04.02.2009 gün ve 2009/9-2 esas, 2009/48 karar; 04.11.2009 gün ve 2009/9-419 esas, 2009/475 karar; 05.05.2010 gün ve 2010/9-239 esas, 2010/247 karar; 06.04.2011 gün ve 2010/9-748 esas, 2011/60 karar; 27.04.2011 gün ve 2011/9-41 esas, 2011/237 karar; 14.11.2012 gün ve 2012/9-844 esas, 2012/794 karar; 19.06.2013 gün ve 2012/9-1685 esas, 2013/852 karar. ve 30.10.2013 gün ve 2013/9-254 esas, 2013/1504 karar: 29.01.2016 gün ve 2015/22-1616 esas, 2016/28 karar. sayılı kararlarında da aynen benimsenmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.02.2018 T, 2015/9-3555 esas, 2018/184 karar sayılı kararı)
Somut olayda; şoför olarak çalışan davacı her gün 08.00-20.00, hatta 08.00- 23.00 saatleri arasında çalıştığını, bu çalışmalarına ait fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürmüştür. Dosya içeriğine göre, davacı tanıklarının husumetli olduğu, davalı tarafın ise tanık dinletmediği anlaşılmakla, delil olarak dayanılan görev emirlerine göre davacının fazla çalışmasının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; söz konusu görevlendirme yazılarından, davacının genel olarak haftanın 6 günü çalıştığı, bazı haftalarda 7 gün çalışması görülse de sonraki bir iki hafta içinde 5 gün çalıştığı, mesaisinin genel olarak 08.00"de başladığı, çıkış saatinin değişiklik gösterdiği ve ortalama 17.30-18.30 saatleri arasında dönüş yaptığının anlaşıldığı belirtilerek davalı işyerinin faaliyet alanı, davacı tarafından yapılan işin niteliği, tanık beyanları, görevlendirme yazıları dikkate alındığında, davacının günlük bir saat ara dinlenme tenzili ile haftanın 6 günü 08.00-18.00 arasında çalışarak haftalık 9 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiş, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının kayıtlara göre belirlenmesi sebebi ile bu çalışma ücretlerine indirim uygulanmadan hesaplama yapıldığı ifade edilmiştir.
Mahkemece; fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarına bilirkişi tarafından uygulanan %30 oranındaki indirimin uygun bulunduğu belirtilerek yapılan hesaplamalar doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir. Bu durumda, ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücretlerine indirim uygulanmadan hesaplanan tutarın hüküm altına alındığı halde, gerekçeli kararda bu alacağa %30 indirim uygulandığının ifade edilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, anılan görev emirlerinde belirtilen saatlerin tek tek değil, ortalama ve genel bir şekilde ele alındığı anlaşılmakta olup bu değerlendirme şekline göre fazla çalışma ücretinin kayıtlara göre hesap edildiğinden söz edilemez. Bu itibarla, mahkemece taraflarca delil olarak sunulan işyeri kayıtları tek tek ele alınarak genelleme yoluna gidilmeden fazla çalışma süresi ve fazla çalışma alacağı hesaplanabildiği takdirde, indirim yapılmadan; hesaplanamadığı takdirde ise makul bir indirim yapılarak karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizdir. Belirtilen yönler dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.