4. Ceza Dairesi Esas No: 2020/9445 Karar No: 2021/531 Karar Tarihi: 13.01.2021
Hakaret - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/9445 Esas 2021/531 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2020/9445 E. , 2021/531 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hakaret HÜKÜMLER : Beraat
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Eylemlere ve yükletilen suça yönelik, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 13/01/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sanık ... hakkında katılan mağdurlar ... ve ...’ye yönelik 20/06/2014 tarihinde işlediği iddia olunan hakaret suçundan Ayvalık (Kapatılan) 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/05/2015 tarihli ve 2015/60 E. 2015/232 K. sayılı Kararıyla beraatine karar verilmiştir. Karara karşı O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından süresi içinde sanık aleyhine atılı suçun sübut bulduğundan bahisle temyiz edilmiştir. Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 13/01/2021 tarihli ve 2020/9445 Esas, 2021/531 sayılı Kararıyla temyiz davasının esastan reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir. İddianamede, yerel mahkemenin kararında ve Yüksek Dairenin kabulünde, sanığın Ayvalık 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan talimat duruşmasında; sanığın annesinin duruşma nizamını bozması üzerine, görevli hâkimin sanığın annesini dışarı çıkarması üzerine “ben karşımda insan görmek istiyorum, böyle yargılama olmaz” dediği, çıkışta da görevli mübaşire “yalancı şahitlik yapıyorsun, münafıksın” şeklinde söylediği değerlendirilmiştir. Eylemin hakaret oluşturduğu düşüncesiyle sayın çoğunluğun “onama” düşüncesine iştirak edilememiştir. Bilindiği üzere, fail tarafından sarf edilen sözlerin gerçekten rencide edecek nitelikte olup olmadığı noktasında yerel örf-adet de dikkate alınmalıdır. Gerçekten ülkemizin bir kesiminde normal kabul edilen söylemler, başka yöresinde aşağılayıcı nitelikte görülebilir. Hâkim, somut olaya göre yorum yapıp karar verecektir. Mağdur gerçekten rencide edilmese bile, toplumun geçerli örf ve adet kurallarına göre hakaretamiz kabul edilen ifadeler bu suç kapsamında değerlendirilecektir. Diğer yandan, toplum yargısına göre aşağılayıcı nitelikte olmayan söz ve davranışların mağdur nezdinde aşağılayıcı kabulü, suçun oluşmasına vücut vermez. Esasen aşağılayıcı olmamakla birlikte, mağdurun özel durumu nedeniyle onur kırıcı olan söz ve davranışlar ise suç kapsamındadır. Hülasa, failin davranışının bıraktığı etkinin tespitinde ilk olarak toplumsal yargı dikkate alınacak ama mağdurun durumu göz ardı edilmeyecektir. Gerek Dairemiz, gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında da belirtildiği üzere, sanığın sarf ettiği sözleri söylendiği yer ve zaman unsurları, sözlerin bütünü ve söylediği bağlam değerlendirilerek, hakaret suçunun unsurlarının somut olayda oluşup oluşmadığı değerlendirilecektir. Bununla birlikte, toplumun yargıya duyduğu güven duygusunun sarsılmaması, yargının itibarının korunması ve bu kapsamda yargı çalışanı olan hâkimin himaye edilmesi özel bir önem atfedilmektedir. Bu kapsamda, ona yönelik sözlerin rencide boyutta olmaması önem kazanmakta ve eleştiri sınırları daha dar tutulmaktadır. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayda sanığın sarf ettiği sözlerin hakaret suçunu oluşturduğu düşünülmüştür. Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne iştirak edilememiştir.