22. Hukuk Dairesi 2017/17959 E. , 2018/24821 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak işverence feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacı iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının iş sözleşmesinin kendisi tarafından haklı neden olmadan feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı hususu uyuşmazlık konusudur.
Dosya içeriğine göre; davacı işçi iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından iş azlığı gerekçe gösterilerek 20/05/2014 tarihinde feshedildiğini ileri sürerken, davalı yan davacının iş sözleşmesinin kendileri tarafından feshedilmediğini, bilakis işçi tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece dinlenen davacı tanıklarından ..."ın davalı aleyhine davası bulunması nedeniyle davalı ile husumetli olduğu gibi, davacıdan önce işten ayrıldığı anlaşılmakla fesih hakkında da bilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Diğer davacı tanığının ise; davacının işyerindeki iş azlığı ve davacı işçinin ihtiyacı olması dolayısıyla çalışmak zorunda olduğunu söyleyerek ... ilindeki bir başka işyerinde çalışmak için işyerinden ayrıldığını, işler açılınca kendilerinin çalışmaya devam ettiklerini; ancak, davacının işyerine geri gelmediğini ifade ettiği görülmektedir. Davalı yan ise tanık dinletmemiştir. Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ispat ile yükümlü olan davalının davacıya ait istifa dilekçesi sunmadığı, böylece davacının işyerinden her iki dönem çalışmasının istifa nedeni ile sona erdiğinin ispatlanamadığı kabul edilmiş ise de, dosya kapsamına göre davacının son dönem çalışmasına ilişkin olarak, iş sözleşmesini eylemli ve haklı nedene dayanmaksızın feshettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, son dönem çalışması yönünden kıdem tazminatı ve davacı feshi söz konusu olmakla ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle söz konusu taleplerin hüküm altına alınması isabetsizdir. Davacının işyerindeki ilk dönem çalışmasının bitimine ilişkin olarak taraflarca iddia ve savunma yöneltilmemiş olmakla birlikte, dava dilekçesinde davacının davalı yanca giriş çıkış yapılarak çalıştığının ifade edildiği; husumetsiz davacı tanığının ise davacının ilk dönem çalışmasına ilişkin olarak herhangi bir beyanda bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, davacının ilk çalışma dönemine ilişkin iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde feshedildiği ispatlanamadığından, sadece bu dönem açısından kıdem ve ihbar tazminatlarının hüküm altına alınması gerekmektedir.
3- Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Aynı ispat kuralları ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı için de geçerlidir.
Somut olayda; fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışmalarına ilişkin iddiaların ispatına yönelik işyeri kaydı sunulmamıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda tanık anlatımlarına göre, davacının ayda iki hafta haftanın altı günü 08.00-17.00 saatleri arasında, günlük bir saat ara dinlenme tenzili ile haftalık 3 saat; ayda iki hafta ise haftanın yedi günü aynı saatler arasında çalışarak hafta tatili çalışma ücreti talep etmesi de nazara alınarak haftalık 3,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Ne var ki, mahkemece dinlenen davacı tanıklarından ...’ın davalıya karşı açtığı aynı mahiyette dava dosyasının bulunması sebebi ile davalı işveren ile husumetli olduğu anlaşıldığından beyanlarına itibar etmek mümkün değildir. Diğer davacı tanığı ise husumetsiz olup mahkeme huzurunda; günde bir saat ara dinlenmesi yaparak 08.00 - 17.00 saatleri arasında çalıştıklarını, iş olması halinde haftanın yedi günü çalıştıklarını beyan etmiştir. Şu halde, husumetsiz davacı tanık anlatımına göre davacının haftanın altı günü günde bir saat ara dinlenme yaparak 08.00 - 17.00 saatleri arasında çalıştığı ispatlanmış olmakla, bu çalışma düzeni çerçevesinde haftalık 3 saat fazla çalışma yaptığının kabulü ile bu istek hakkında hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Diğer taraftan; husumetsiz davacı tanığının, davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığını bilmediğine yönelik beyanı karşısında ispatlanamayan ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle dini bayramlar haricindeki genel tatillerde çalıştığının kabulü de doğru olmamıştır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.