11. Hukuk Dairesi 2013/10886 E. , 2014/611 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/06/2012 tarih ve 2010/112-2012/449 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin inşaat işçisi olup 1997 yılı Nisan ayında çalışmak üzere ..."ya gittiğini, bu yolculuk esnasında otobüsün arızalanması nedeni ile yapılan aktarmada cüzdanını düşürdüğünü, ... Çarşı Karakoluna bilgi verdiğini, bu konuda kendisine yardım edileceği söylendiği halde oyalandığını, 2008 yılında davalı şirketten dolayı vergi borcu olduğunu öğrendiğini, akabinde sahte olarak kimliği kullanılmak sureti ile davalı şirket dışında başkaca davalara da konu bulunan ve başkaca şirketlere dahi ortak edildiğini ileri sürerek, adli müzaheret taleplerinin kabulüne, müvekkili ile davalı şirket arasında ilk kuruluş anında itibaren hiç bir bağın olmadığının tespitine, şirket borçlarından dolayı sorumlu olmadığının tespitine ve şirketin feshine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 2002 yılında şirkete ortak olduğu, sicil memurluğundan gelen kayıtlar ile davacı asilin alınan örnek imzaları karşılaştırıldığında başkaca bir incelemeye gerek duyulmadan imzadaki farklılığın var olduğu tespit edildiği, davalı şirkete ulaşılamaması, davacının farklı şirketlere yönelik davalar açması, davacının tespit edilen mali ve ekonomik sosyal durumu da davacının imzalarının taklit edildiği, davacının davalı şirkete gerçekte ortak olmadığını, müdür olmadığını, ortaya koyan yan deliller olduğu, somut davada, davacının ortak ve müdür olarak gözüktüğü şirket ile herhangi bir tarihte herhangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını tespitini talep etmekte ve aynı zamanda davacının davalı şirkete karşı hiç bir borcunun bulunmadığını tespitini talep etmekte hukuki yararı olduğu, her ne kadar davacı, şirket borçlarından dolayı sorumlu olmadığının tespitini talep etmiş ise de bu davaya taraf olmayan kişileri bağlayacak ve onlar aleyhine kesin hüküm sonuç doğurabilecek bir karar verilmesi usulen uygun görülmemekle beraber "çoğun içinde azının var olması " kuralı çerçevesinde en azından davacının davalı şirkete karşı hiçbir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesi uygun görüldüğü, 6762 sayılı TTK. 549 ve devamı maddeleri uyarınca şirket ile hiç bir zaman hukuki bağı olmadığına dair hüküm verilen ve bu suretle şirket ortağı olmadığı
saptanan; yine iddiası da bu yöne ilişkin olan davacının, şirketin feshine dair talepte bulunması usulen uygun görülmediği, kaldı ki verilen hüküm ile davacının elde etmek istediği hukuki yarar sağlandığı, gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davalı şirket ile davacının şirketin kurulduğu tarihten itibaren hiç bir zaman ve hiç bir şekilde hukuki bağının olmadığının ve davacının davalı şirkete karşı hiç bir borcunun bulunmadığının tespitine, karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 103,00 TL temyiz başvuru harcı ile 25,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.