Esas No: 2005/9442
Karar No: 2007/1706
Karar Tarihi: 14.03.2007
Dolandırıcılığa Teşebbüs - Limited Şirkete Tasfiye Memuru Atanması - Tebligat - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2005/9442 Esas 2007/1706 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, tarım arazilerini beyan ederek doğrudan gelir desteği ödemesinden yararlanmak istemiş fakat yapılan denetim sonucu gerçek beyan edilen tarım arazisi miktarının altında tespit edilmiştir. Sanık suçlamayı kabul etmemiş ve başvuru sırasında kendisine tapulu tüm arazilerinin beyan edilebileceğinin söylendiğini savunmuştur. Fakat yapılan keşif sonucunda gerçek arazi miktarı belirlenmiş ve sanık mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği söylenmiştir. Ancak uygulama şekli ve denetim zorunluluğu gibi nedenlerle suç unsurları oluşmadığı gerekçesiyle sanık beraat etmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 S. Türk Ceza Kanunu [Madde 157]: Dolandırıcılık suçunu düzenler.
- 5320 S. Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama [Madde 8]: Kanunun yürürlük tarihini ve kapsamını belirler.
- 6762 S. Türk Ticaret Kanunu [Madde 440]: Tasfiye memuru atama usul ve koşullarını düzenler.
- 6762 S. Türk Ticaret Kanunu [Madde 441]: Tasfiye memurunun görevlerini açıklar.
- 6762 S. Türk Ticaret Kanunu [Madde 522]: Şirketlerin genel kurulu toplantılarına dair hükümleri düzenler.
11. Ceza Dairesi 2005/9442 E., 2007/1706 K.
11. Ceza Dairesi 2005/9442 E., 2007/1706 K.
- DOLANDIRICILIĞA TEŞEBBÜS
- LİMİTED ŞİRKETE TASFİYE MEMURU ATANMASI
- TEBLİGAT
- 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 157 ]
- 5320 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ... [ Madde 8 ]
- 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 440 ]
- 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 441 ]
- 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 522 ]
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan sanık M…
….."in yapılan yargılaması sonunda: Beraatine dair MALATYA 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 06.07.2004 gün ve 2004/8 Esas, 2004/208 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay"ca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının onama isteyen 10.10.2005 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
Sanığın, 71.800 m2 tapulu tarım arazisi bulunduğunu beyan ederek doğrudan gelir desteği ödemesinden yararlanmak için başvuruda bulunduğu, tahkim komisyonunca yerinde yapılan denetim sonucu düzenlenen 22 Ekim 2002 gün ve 04. sayılı raporda, sanığın hissedarı olduğu 483 parsel no"lu toplam 71.800m2 arazinin 21.200 m2"sini tarımsal amaçlı olarak kullanıldığı, 50.600 m2"sinin tarımsal amaçlı olarak kullanılmadığının tespit olunması üzerine, Komisyonun 08.01.2003 gün ve 05 sayılı kararı ile tarımsal faaliyet bulunan miktarda doğrudan gelir desteği ödemesinden yararlandırılmasına diğer bölüm için ödeme yapılmamasına karar verildiği belirtilerek, fazla DGD alabilmek amacıyla fazla arazi beyan ettiğinin iddia olunması ve sanığın kendisine, tapulu tüm arazilerinin beyan edilebileceğinin söylenmesi üzerine tamamını beyan ettiğini, fazla miktarda beyanda bulunmadığını savunması,mahallinde fenni ve zirai bilirkişilerin katılımı ile yapılan keşif sonunda beyan ettiği arazinin yaklaşık 46.200 m2 si üzerinde tarımsal faaliyette bulunduğu, geri kalan 25.600 m2"lik kısmının ise tarım üretimine elverişli olmadığının belirlenmesi karşısında; sanığa yüklenen ve tüm unsurları itibariyle oluşan atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, 2002/41 sayılı Tebliğin, "Uygulama Şekli" başlıklı üçüncü bölümünde, çiftçilerin, çiftçi kayıt sistemine dahil olabilmeleri için ancak tarımsal faaliyette bulundukları tarım arazilerini beyan edeceklerinin, aksi takdirde müracaatları sırasında teslim ettikleri belgelerdeki bilgilerin doğruluğundan sorumlu tutulacaklarının, aynı Tebliğin, "Uygulamanın Denetimi" başlıklı dördüncü bölümünde de, idarenin başvuru sahipleri ile ilgili denetimleri örnekleme yoluyla yapacağının belirtilmesi, başvurunun denetim dışı kalarak haksız menfaat elde edilmesi olanaklı bulunduğu, 12. ve devamı maddelerinde düzenlenen tahkim komisyonun denetim zorunluluğunun kadastro geçmemiş birimler için söz konusu olduğu ve başvuru sahibinin haksız ödemeyi gecikme faizi ve zamları ile birlikte geri ödemeyi taahhüt etmesinin, başlangıçta gerçekleştirilen eylemi suç olmaktan çıkarmayacağı kamu kurumuna karşı dolandırıcılığa teşebbüs suçunun oluştuğu gözetilmeden mahkumiyeti yerine suç kastı bulunmadığından ve beyanın denetlenmesi gerektiğinden bahisle yazılı şekilde beraatine hükmolunması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.