6. Ceza Dairesi 2018/3301 E. , 2020/4767 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/09/2018 ve 04/11/2020 tarihli tebliğnameleri ile Dairemize gönderilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında mağdur ...’a karşı kasten yaralama suçundan dolayı kurulan hükmün incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların temyizi olanaklı bulunmayıp aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itirazı olanaklı kararlardan olduğu ve sanık müdafiinin itiraz istemlerinin itiraz mercii olan Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 26.07.2016 gün, 2016/579 Değişik iş sayılı kararı ile incelendiğinin anlaşılması karşısında; mahalline gönderilmek üzere dosyanın incelenmeden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
II- Sanık ... hakkında mağdur ...’a karşı kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafii ile mağdur vekilinin temyiz itirazları ile mağdur ... vekilinin; sanık ... hakkında nitelikli yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan verilen beraat, suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkumiyet; mağdur ... vekilinin; suça sürüklenen çocuklar ..., ... ve ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkumiyet; mağdur ... vekilinin; sanık ... hakkında nitelikli yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen beraat, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... hakkında ise nitelikli yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan hükmolunan doğrudan adli para cezasının miktarı bakımından, 14/04/2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, üç bin liraya kadar olan mahkumiyet hükümlerinin kesin nitelikte olması ve temyiz kabiliyetinin de bulunmaması nedeniyle mağdur ... vekili ve sanık ... müdafiinin bu yöndeki temyiz isteğinin,
20.08.1996 doğumlu olan mağdur ... ile yasal temsilcisi ...’in 27.11.2013 günlü oturumda davadan feragat ettiklerini, 12.04.2016 günlü oturumda ise mağdur ...’in şikayetçi olmadığını açıkça belirttiği ve mağdur ... ’ye zorunlu müdafiinin ise bu beyana yönelik ve/veya davaya katılmak istemini içeren farklı bir beyanda bulunmadığı anlaşıldığından; 01.02.1998 doğumlu olup 12.04.2016 günlü oturumda 15 yaşını doldurduğu anlaşılan mağdur ...’ın şikayetçi olmadığını belirtmiş olması ve 02.02.1995 doğumlu olan mağdur ...’un 27.11.2013 havale tarihli dilekçesinde şikayetinden vazgeçtiğini açıkça beyan ettiği dikkate alındığında; katılan sıfatı bulunmayan ve bu nedenle hükmü temyiz etmeye hakkı olmayan mağdurlar ..., ... ve ... vekillerinin vaki temyiz taleplerinin, 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince REDDİNE,
III- O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları ile suça sürüklenen çocuklar ..., ... hakkında mağdurlar ..., ... ve ...’a karşı; suça sürüklenen çocuk ... hakkında yakınan ..., ... ve ...’a karşı; sanık ... hakkında mağdur ...’a karşı nitelikli yağma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesine gelince;
15.04.2020 gün ve 13100 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinde yapılan değişikliğin, sanık ... hakkında infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmekle;
Değer azlığının, 5237 sayılı Yasaya özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, yasa koyucunun amacı ile suçun işleniş biçimi, olayın özelliği mağdur üzerindeki yansımaları ile sanığın özgülenen kastı da gözetilmek suretiyle, değer olarak da gerçekten az olan şeylerin alınması durumunda, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, olayın başından itibaren suça sürüklenen çocuk ... ile el ve işbirliği içinde hareket eden sanık ...’ın mağdur ...’ın 1,00 TL parası ile cep telefonunu alması şeklinde gelişen somut olayda, koşulları bulunmadığı halde, 5237 sayılı TCK’nın 150/2. maddesi ile uygulama yapılarak noksan ceza tayin karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuklar ve sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Yargılama giderlerinin her bir sanığın ve/veya suça sürüklenen çocuğun sebep olduğu tutar kadar ayrı ayrı yükletilmesi gerektiği gözetilmeden, “Sanıklardan eşit olarak alınmasına” karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nin 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı, suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve sanık ... müdafiilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle kısmen isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından "Yargılama giderinin sanıklardan eşit olarak tahsiline" ilişkin bölüm çıkarılarak yerine, "Suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve sanık ... Karaman’ın sebebiyet verdikleri yargılama giderinin ayrı ayrı yükletilmesine" tümcesi yazılmak suretiyle, eleştiri dışında, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.12.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.