Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/36775
Karar No: 2016/1938
Karar Tarihi: 08.02.2016

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/36775 Esas 2016/1938 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2015/36775 E.  ,  2016/1938 K.

    "İçtihat Metni"



    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava Türü : İşe İade


    YARGITAY İLAMI

    Taraflar arasındaki işe iade davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davacı vekilinin tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibariyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı, bordrolu olarak göründüğü son işvereni olan davalı ... Tic AŞ"ye değil bir bütün olarak ... Grup"un diğer şirketlerinde de fiilen hizmet verdiğini, bu nedenle 30 işçi sayısında grup şirketlerdeki bütün işverenler tarafından verilen işleri yaptığı dikkate alındığında sadece son işverenin işçi sayısı değil bütün grup şirketlerin ( en azından fiilen çalıştığı, fiilen hizmet verdiği şirketlerin) toplam işçi sayısının dikkate alınması gerektiğini, yapılan fesih işleminin geçerli nedene dayanmadığını belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
    Davalılar vekili ise davacının 04.05.2011 tarihinde davalı şirketlerden ... AŞ de kalite güvence sorumlusu olarak göreve başladığını, bu şirketteki görevinden 31.10.2013 tarihinde kendi isteği ile ayrıldığnı, davacının 01.11.2013 tarihinden itibaren davalı ... Tıbbi Malz.AŞ de kalite kontrol sorumlusu olarak görev yaptığını, ancak bu süreçte kalite konusunda birtakım problemler yaşadığını, davacının 18.03.2014 tarihli dilekçesiyle bu görevinden de kendi isteği ile ayrılarak ... Dış Tic. AŞ"de yurtdışı müşteri ilişkileri sorumlusu olarak çalışmak istediğini bildirdiğini, bunun üzerine de 04.04.2014 tarihinden itibaren yurtdışı müşteri ilişkileri sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin 30.01.2015 tarihinde feshedildiğini ve tüm haklarının ödendiğini, iş aktinin feshedildiği ... Dış Tic AŞ bünyesinde 30 dan az işçi çalıştığını, birlikte istihdamın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece davacının en son çalıştığı ... Dış Tic. AŞ"nin işçi sayısının 30"dan az olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 18.maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde 30 ve daha fazla işçi çalıştırılması gerekir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan işçi sayısına göre belirlenir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/2 maddesine göre, İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Yine aynı kanunun 18/4 maddesi uyarınca, işverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. Keza 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 60/2 maddesi uyarınca bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin dahil olduğu iş kolundan sayılır.
    Otuz işçi sayısının belirlenmesinde belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik iş sözleşmesi ile çalışanlar arasında bir ayırım yapılamaz. Fesih bildirimin yapıldığı tarihte 30 işçi sayısının tespitinde göz önünde bulundurulacak işçinin iş sözleşmesinin devam etmekte olması yeterli olup, ayrıca fiilen çalışıyor olması gerekmemektedir. Ancak hastalık, iş kazası, gebelik ya da normal izin ve benzeri nedenlerle ayrılan işçi yerine bu süre için ikame işçi temin edilmiş ise, 30 işçi sayısında ikame edilen işçi dikkate alınmayacaktır.( Mues,W.M./Esisenbeis, E./Legerlotz, C./Laber,J., Kündigungsrecht, Teil 2, Rz.75, s:293). Konumu itibarıyla güvence kapsamı içerisinde olmayan işveren vekillerinin ve yardımcılarının da işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde dikkate alınması gerekir.
    Fesih bildirim tarihinden önce iş sözleşmesi feshedilen, bu nedenle feshin geçersizliği davası açıp, lehine feshin geçersizliğine karar verilen işçinin işverene işe başlatılması için başvurusu halinde, adı geçen işçinin de 30 işçi sayısında değerlendirilmesi gerekir. Böyle bir durumda feshin geçersizliğine ilişkin dava sonuçlanmamış ise, bekletici mesele yapılarak sonucu beklenmelidir.
    İş Kanunu kapsamı dışında kalan ve işçi sıfatını taşımayan çırak, stajyer ve meslek öğrenimi gören öğrencilerle süreksiz işlerde çalışanlar, keza işyerinde ödünç(geçici) iş ilişkisi ile çalıştırılanlar ile alt işveren işçileri o işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesinde hesaba katılmazlar. Alt işverenin işçileri otuz işçi kıstasının belirlenmesinde dikkate alınmazlar; fakat, iş güvencesi hükümlerinden kaçmak amacıyla, işçilerin bir kısmının muvazaalı olarak taşeron işçisi olarak gösterilmesi halinde, bu işçilerin de işçi sayısına dahil edilmesi gerekir. Daha açık bir anlatımla, alt işverenlik ilişkisinin geçersiz sayılması gereken hallerde taraflarca alt işveren sayılan kişiye bağlı olarak çalışanlar otuz işçi sayısının tespitinde hesaba katılmalıdır. Alt işverenin işçileri ile geçici işçi sağlayan işverenle iş sözleşmeleri devam eden geçici işçiler, kendi işverenlerinin işyerlerinde sayının belirlenmesinde hesaba katılırlar. Ancak tarafların geçici iş ilişkisinde gönderen işveren olarak nitelendirdikleri; fakat aslında “bodro işvereni” olarak faaliyet gösteren ve yaptıkları iş, işverenlerine işçi temin etmekten ibaret olanlara kayıtlı bulunan işçiler de sayı ölçütünde gözönünde bulundurulmalıdır.
    Özellikle gurup şirketlerinde ortaya çıkan bir çalışma biçimi olan birlikte istihdam şeklindeki çalışmada, işçilerin bir kısmı aynı anda birden fazla işverene ve birlikte hizmet vermektedirler. Daha çok yönetim organizasyonu kapsamında birbiriyle bağlantılı olan bu şirketler, aynı binalarda hizmet verebilmekte ve bir kısım işçiler iş görme edimini işverenlerin tamamına karşı yerine getirmektedir. Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı işyerinde verilen muhasebe, güvenlik, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmiş olması buna örnek olarak gösterilebilir. Bu gibi bir ilişkide, tüm şirketlere hizmet veren işçiler ile sadece davalı şirkete hizmet veren işçilerin 30 işçi kıstasında dikkate alınması gerekir. İşçi tüm şirketlere hizmet ediyor ise, o zaman tüm şirketlerdeki işçi sayısı dikkate alınmalıdır.

    Somut olayda; davacının ilk önce davalı ... Tıbbi Malz.Loj.San.Tic AŞ bünyesinde kalite güvence sorumlusu, daha sonra aynı gruba ait davalı ... Tıbbi Malz.San.Tic AŞ bünyesinde kalite kontrol sorumlusu ve son olarak da aynı gruba ait ... Dış Tic.AŞ bünyesinde yurtdışı müşteri ilişkileri sorumlusu olarak çalışmış, iş sözleşmesi 30.01.2015 tarihli bildirim ile “ ...işyerimde çalışmakta iken iş sözleşmeniz, İş Yasası hükümlerine dayanılarak fesih edilmiştir...” şeklindeki gerekçe içermeyen bildirim ile sonlandırıldığı görülmüştür.
    Dosyaya sunulan kayıtlar, işe giriş bildirgeleri, hizmet döküm cetveli ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketlerin ... Grup bünyesinde faaliyet gösteren şirketler olduğu ve davacının kesintisiz olarak bu şirketlerde çalıştığı anlaşılmıştır.
    Ayrıca davalı şirketlere ait ticari kayıtlar incelendiğinde ortaklık yapıları, adresleri, şirketlerin yönetcileri/yetkililerinin aynı ya da ortak oldukları görülmüştür. Grubun idari adresi ile üretim adresleri ( fabrikaların) bazı grup şirketleri yönünden farklılık arzetmekte ise de idari merkezleri ile üretim merkezlerinin ortak kullanılmakta olduğu tanık beyanlarından anlaşılmaktadır.
    Dinlenen tanık beyanlarından, davalı şirketlerin grup şirketi olup aralarında organik bağ bulunduğu, şirketlerin genel müdürünün aynı kişi olduğu ve bu kişinin davacının iş aktinin feshinde imzası bulunduğu, ... Grubunun üretim şirketlerinden bazılarının ... ve ... şirketleri olduğu, davalılardan bir kısmı üretim yaparken bir kısmının ise bu ürünleri pazarlamakta olduğu, grup şirketlerin birçoğunun aynı adreste bulunduğu, hatta tanıkların bir kısmının aynı adreste hangi şirketlerin bulunduğunu dahi tam olarak bilmediklerinin görüldüğü, şirketlerin yöneticilerinin ortak olması nedeniyle yöneticilerin talimatlarının çalışanlarca yerine getirilmekte olduğunun hayatın olağan akışına da uygun olduğu, bizzat davalı tanığı ... "in beyanlarına göre, “...Ben ... İth.İhr.Şirketinde bordroluyum. ... Tıbbi Malz.AŞ solunum devreleri infizyon setleri üreten firmadır. ... Dış Ticaret ise yurtdışına solunum devreleri, infizyon setlerinin yanı sıra ameliyat ipleri, biyosidal ürünler satıyor. Ameliyat ipleri ve biyosidal ürünleri üreten firmalar farklıdır. Onların ortaklıkları farklı, fakat tüm bu şirketlerin genel müdürü ... ..."dir, ameliyat iplikleri üretin firmamızda yabancı ortak da var, o firmanın genel müdürü de ... "dir...” şeklindeki beyanlarından davacının yöneticilerinin talimatları uyarınca bordrolu gözüktüğü şirkete hizmet verdiği gibi üretim yapan diğer grup şirketlerinin de işlerini yaptığı kabul edilmelidir. Yani somut olayda mahkemenin kabul ettiğinin aksine birlikte istihdam olgusunun davacı tarafından ispat edildiği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla birlikte istihdam kabulü neticesinde sadece davalı ... Tic.AŞ bünyesindeki işçi sayısı değil diğer davalı şirketlerin de fesih tarihi itibariyle işçi sayısı esas alınarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
    İşçi sayısı bakımından fesih bildirim tarihinde 30 dan fazla işçi olduğu belirlendiğine göre feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı da sonuçlandırılmalıdır.
    Davacı işçiye yapılan 30.01.2015 tarihli yazılı fesih bildiriminde herhangi bir gerekçe belirtilmemiştir. Oysa 4857 sayılı Yasanın 19.maddesi uyarınca geçerli nedenle yapılan fesihlerde, fesih nedenlerinin açık ve kesin olarak belirtilmesi geçerlilik koşulu olup buna uyulmaksızın yapılan fesihler, başkaca araştırmaya gerek olmaksızın geçersiz kabul edilmelidir. Bu nedenle yapılan fesih bildiriminde fesih nedenleri açık ve kesin belirtilmediğinden yani gerekçesiz olduğundan feshin geçersiz olduğu sonucuna varılmış olup davacının son işvereni olarak gözüken ... Dış Tic.AŞ"ye işe iadesine, birlikte istihdam olgusu nedeniyle diğer davalı şirketlerin ise maddi sonuçlardan birlikte sorumlu tutulmalarına dair karar vermek gerekmiştir.
    4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
    1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Davalı ... Tic. A.Ş. tarafından yapılan feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının adı geçen bu işverene İŞE İADESİNE,
    3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı ... Tic. A.Ş. tarafından süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları kaydıyla ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 (dört) aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
    4-Davacı işçinin işe iadesi için davalı ... Tic. A.Ş."ne süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
    5-Alınması gereken 29,20 TL harçtan peşin yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine"ye gelir kaydına,
    6-Davacının yapmış olduğu 202,60 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
    8-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
    9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, 08/02/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.

















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi