19. Hukuk Dairesi 2013/17250 E. , 2014/2029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Çankırı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2013
NUMARASI : 2012/189-2013/158
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı dava dilekçesi ile, a) Taraflar arasındaki sözleşmenin feshine b) Davalının 12.03.2009 tarihinden itibaren haksız olarak işgal ettiği fabrika binası ve müştemilatlarındaki işgaline son verilerek bu şekilde müdahalesinin men"ine, içindeki tüm demirbaşlarla birlikte taraflarına teslimine, c) Sözleşmede belirlenen cezai şart miktarından, fazlasını talep ve tahsil hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL"nin Barter yöntemi ile davalıdan tahsiline, davalının Barter sistemine sunacağı bir mal veya hizmet bulunmaması halinde cezai şart bedelinin Türk Lirası olarak davalıdan tahsiline, d) 12.03.2009 tarihinden, dava tarihine kadar davalının, fabrika binasını ve eklentilerini, haksız işgali sebebi ile, fazlasını talep ve tahsil hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL ecrimisil bedelinin, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 12.05.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini isteyerek iş bu davasını açmıştır. Mahkemece, 17.05.2010 tarihinde “Davanın kabulüne, taraflar arasındaki menkul gayrimenkul satış protokolü başlıklı sözleşmenin feshine, davalının fabrika binasındaki ve müştemilatlarındaki müdahalesinin men"ine, 10.000 TL cezai şartın davalıdan tahsiline, 5.000 TL ecrimisil bedelinin taleple bağlı kalınarak 12.05.2009 tarihinden itirabaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, bu kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 27.02.2012 günlü 2012/154 Esas 2012/2922 Karar sayılı kararı ile, “... Tapuda kayıtlı taşınmazların satışı resmi şekle tabiidir. Taraflar arasında düzenlenen tarihsiz gayrimenkul satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığı için geçersizdir. Dolayısıyla geçersiz sözleşmeye dayalı olarak cezai şart talep edilemez.
Öte yandan davacı 3.000.000 TL tahsilat yapmış olup, bu parasının nemasından faydalanmış olduğundan geçersiz sözleşmede herkesin aldığını iade edeceği gözetildiğinde ve davalıya taşınmazı terk etmesi için temerrüde de düşürmediği anlaşıldığından, ecrimisil de talep edemez. Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile düzenlenen bilirkişi raporuna göre yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir “ gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece; dosyanın mahalline intikali üzerine, davacı vekilinin 12.06.2012 havale tarihli dilekçesi nedeniyle, 28.06.2012 tarihinde “kesinleştirme şerhi” başlıklı metinde”... Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin bozma ilamında sözleşmesinin feshi ve müdahalenin men"ine yönelik kurulan hükümlerin bozma kapsamı dışında tutulduğu, sadece cezai şart alacağı ve ecrimisil bedeline yönelik bozma kararı verildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.03.1992 tarih 1992/2-121 Esas, 1992/197 Karar sayılı ilamı ile, 23.10.2002 tarih 2002/11-633 Esas, 2002/847 Karar sayılı ilamında Yargıtay"ın bozma kapsamı dışında tuttuğu hususların onanmış sayılacağı belirtildiğinden ve taraflarca bozma ilamından sonra bozma kapsamı dışında tutulan menkul ve gayrimenkul satış protokolü başlıklı sözleşmenin feshine ve davalının fabrika binasındaki ve müştemilatlarındaki
müdahalesinin men"ine yönelik karara karşı karar düzeltme yoluna gidilmemesi nedeni ile hükmün taraflar arasındaki menkul ve gayrimenkul satış protokolü başlıklı sözleşmenin feshine ve davalının fabrika binasındaki ve müştemilatlarındaki müdahalesinin men"ine yönelik kısmının 23.05.2012 tarihinde kesinleştiği tasdik olunur. “ şeklinde karar verilmiş, anılan bu kesinleşme şerhine karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuş, Dairemiz 11.02.2013 tarihli 2012/16287 Esas, 2013/2457 Karar sayılı kararı ile “Yerel mahkeme kesinleşme kararının karar düzeltme yoluna müracaatı ile kaldırılmasının talep edilemeyecek bulunmasına göre...” gerekçesi ile talep reddedilmiştir.
Yukarıda açıklanan bozma ilamı da dikkate alındığında, “davalı yanın sair temyiz itirazlarının reddine ilişkin" bir hüküm oluşturulmadığı gibi, onama-bozma şeklinde bir karar da verilmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemenin 28.06.2012 tarihli kesinleştirme şerhi isabetli değildir.
Bu durumda mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davacının tüm talepleri ayrı ayrı irdelenerek varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.