11. Hukuk Dairesi 2012/6707 E. , 2014/582 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada....Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/12/2011 tarih ve 2007/47-2011/255 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ..., ..., ..., ..., ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalıların, kendi kitaplarından intihal yaparak oluşturdukları kitapları sattıklarını, sayısı yüz binleri bulan kitaplardan davalıların haksız kazanç elde ettiklerini ve kendisini zarara uğrattıklarını ileri sürerek, 80.000 TL"nın Haziran 2003 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davalılardan ... ve ... yönünden davadan feragat ettiğini bildirmiş, davacı vekili de davalılardan ... hakkındaki davayı atiye bıraktıklarını bildirmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, davaya konu taleplerin tam olarak hangi kitaplara dayandığının anlaşılmasının mümkün olmadığını, tazminat miktarının fahiş olduğunu, davalı ... dışındaki müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
Davalılardan ... ve ..."e tebligat yapılamamıştır.
Davalı ..., davalılardan ..."ın tüm ders kitaplarına ismini yazıp yazamayacaklarını sorduğunu, kendisinin de sakınca görmediği için isminin kullanılabileceğini söylediğini, ismini kullandıkları eserlerin kendisine ait olmadığını, kitabı kendi arkadaşlarının yazdıklarını söylediklerini savunmuştur.
Diğer davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı ... dışındaki davalıların Türkçe ve Matematik kitaplarında yazar olarak gösterilmeleri nedeniyle sadece kendi adları altında yayınlanan kitaplardan sorumlu oldukları, davacı asile talep ettiği tazminatların türünü açıklaması için verilen sürede tazminat ayrımı yapmadan talepte bulunduğu ve açıkça manevi tazminat talep etmediği, bu nedenle bu talebi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığı gerekçesiyle, 1.302 TL maddi tazminatın davalılar ... ve ..."tan, 8.358 TL maddi tazminatın davalılar ..., ... ve ..."tan 30 Haziran 2003 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline, davalılar ... ve ... hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ... hakkındaki dava atiye bırakıldığından bu davalı yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı ... hakkındaki davanın reddine, manevi tazminat talepleri ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- 1086 Sayılı HUMK’nın 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000 TL’nı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir. Bu miktar, karar tarihi olan 28.12.2011 tarihi itibariyle 1.540 TL"dir. Mahkemece, davalılardan ... yönünden kurulan hükümde 1.302 TL"nın anılan davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Hüküm altına alınan miktar, yukarıda anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından davalılar vekilinin bu davalı yönünden temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Dava, davacıya ait eser niteliği tartışmasız olan kitapların bir kısmında davalılar tarafından intihal yapıldığı iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacı, kendisinin hak sahibi olduğu kitaplardan davalıların intihal yaparak oluşturdukları kitapları satmak suretiyle haksız kazanç elde ettiklerini ve kendisini zarara uğrattıklarını iddia etmiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından intihal iddiasına delil olarak sunulan kitapların taraflar arasında 2003 yılında akdedilen protokolden sonra basıldığı varsayımı ile tazminat hesabı yapıldığı gibi ilk bilirkişi raporunda uyuşmazlığa konu her kitap yönünden intihal oranları ayrı ayrı belirlenmişken, hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporunda varsayımsal olarak % 12 ortalama intihal oranı belirlenerek buna göre tazminat hesabı yapılması nedeniyle her iki bilirkişi raporu arasında oluşan açık çelişki giderilmeksizin karar tesisi doğru olmamıştır. Ayrıca 14/03/2011 tarihli ilk bilirkişi raporunda sadece ... ve ..."ın kitaplarda yazar olarak adlarının yazdığı belirtilmesine rağmen ikinci bilirkişi raporunda bu konuda hiçbir tespitte bulunulmadan ve davalılardan ... ve ... yönünden somut tespitler yapılmadığından uyuşmazlığa konu kitapların yazarlarına ilişkin olarak hasıl olan tereddüt giderilmeksizin düzenlenen ikinci bilirkişi raporuna göre karar tesisi de isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
3- Kabule göre de, mahkemece, hüküm bölümünün ilk bendinde 1.302 TL maddi tazminatın davalılardan ..."tan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş iken, ikinci bent ile davalı ... yönünden mükerrer tahsile yol açacak şekilde 8.358 TL maddi tazminatın hüküm altına alınması da isabetsiz olup anılan davalı yararına kararın bozulmasını gerektirmiştir.
4- Öte yandan, davalılardan ... yönünden davanın reddine karar verildiğine göre kendisini vekille temsil ettiren mümeyyiz davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi hatalı olduğu gibi, davacının, dava dilekçesinde mevcut manevi tazminat istemi yönünden miktar belirtmediği gibi mahkemenin 29.01.2009 tarihli ara kararına istinaden davacı tarafından tazminat taleplerine ilişkin olarak verilen 03.04.2009 tarihli açıklama dilekçesinde de manevi tazminat istemine ilişkin olarak bir miktar belirtmediği anlaşıldığından davanın manevi tazminat istemi yönünden ilke olarak reddi gerektiği düşünülmeksizin manevi tazminat talepleri ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi de doğru olmadığı gibi, redde bağlı olarak kendisini vekille temsil ettiren mümeyyiz davalılar yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken bu hususun da gözden kaçırılmış olması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... yönünden mümeyyiz davalılar vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, mümeyyiz davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraflar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı ..., ..., ... ve ..."a iadesine, alınmadığı anlaşılan 123,60 TL temyiz başvuru harcı ile 25,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ..."dan 13/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.