19. Hukuk Dairesi 2013/16826 E. , 2014/2020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 3.800,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus takip başlattığını, haciz sırasında düzenlenen protokol ile dosya borcunu karşılayacak şekilde müvekkilinden 26/12/2011 vade tarihli 4.557,00 TL bedelli yeni bir bono alındığını, protokole göre alınan bononun vadesinde ödenmemesi halinde tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icraya konulabilecek olduğunu, müvekkilinin vade tarihinde bu bono bedelini ödeyemediğini, bu bonoya ilişkin olarak da müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, yine haciz sırasında düzenlenen yeni protokol ile dosya borcunu karşılayacak şekilde müvekkilinden 13/01/2012 vade tarihli 6.200,00 TL bedelli yeni bir bono alındığını, son protokole ilişkin olarak müvekkilinin 2.icra takip dosyasına mahsuben 18/01/2012 tarihinde alacaklı avukatına 4.550,00 TL ödeme yaptığını, buna rağmen ödeme yapıldıktan sonra kalan borç miktarı için davalı tarafın 6.200,00 TL." lik bononun 2.170,00 TL"si için üçüncü icra takibini başlattığını, ancak müvekkilinin 16/02/2012 tarihinde 2.icra takip dosyasına borçlu olduğu miktarın tamamını ödediğini, taraflar arasında herhangi bir borç ilişkisi kalmamasına rağmen davalı tarafından 1. ve 2. icra takiplerine devam edildiğini, müvekkilinin borcu olmadığı halde haciz tehdidi altında kaldığını belirterek haksız olarak takibe konulan senetler açısından müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 02/03/2012 havale tarihli dilekçesi ile, açılan menfi tespit davasının müvekkilinin 3.icra takip dosyasına 21/02/2012 tarihinde yatırmış olduğu 1.767,50 TL" lik kısmı açısından istirdat davası olarak görülmesi için taleplerini ıslah ettiklerini belirtmiştir.
Davalı vekili, davacının yapılan protokollere uymaması nedeniyle senetlerin takibe konulduğunu, aynı alacak için tahsilatta tekerrür olmama kaydı ile birden fazla takip yapılabileceğini, senet bedellerinin anlaşmaya uygun olarak vade tarihine kadar yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra bakiye asıl alacak olarak takibe konulduğunu ve vadeden sonraki yapılan ödemelerin de yeni girişilen takibe mahsup edildiğini, davacı tarafın ısrarla son dosya yerine ikinci icra takip dosyasına ödeme yaptığını, davacıya yönelik haciz tehdidinin söz konusu olmadığını, dosya borcunun kapandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; 1. ve 2.icra takip dosyalarında davacının davalıya herhangi bir borcunun kalmadığı, 3.icra takip dosyası ile ilgili olarak davacının 21/02/2012 tarihinde haciz işlemi tatbik edildiğinde icra dosyasına 1.767,50 TL yatırdığı, bu durumda 3.icra takip dosyasında da davacının davalıya herhangi bir borcunun kalmadığı, bu son ödemede sonucu davacıdan 1.456,18 TL"nin fazladan tahsil edildiği ve davacıya geri verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1. icra takibi ( bilahare 2.icra takip dosyası ile önceki dosyada olan borcuda içerecek şekilde devam ettirilen takip) nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 3.icra takibi nedeniyle davanın istirdada dönüştüğü de gözetilerek 1.456,18 TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.