Esas No: 2006/8420
Karar No: 2007/433
Karar Tarihi: 31.01.2007
Dolandırıcılık - Hak Yoksunluğu - Usulsüz Tebligat - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2006/8420 Esas 2007/433 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık Mürselln'in yargılamasını inceledi. Sanığa yapılan tebligatın hukuka uygun olmadığını belirterek, temyiz süresinin devam ettiğine karar verdi. Dolandırıcılık suçunun kanun maddelerine uygun olarak işlendiği tespit edildi ve mahkumiyeti onandı. Ancak, resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükümde, farklı kanun maddelerinin eksik kullanıldığı gerekççesiyle bozuldu. 5252 sayılı Kanun'un 9/3. maddesine göre, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK kanunlarının cezaları karşılaştırılırken, hapis cezasına mahkum olmanın doğal sonucu olarak 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluğunun uygulanması gerektiği belirtildi. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: TCK 157, TCK 158, TCK 504, TCK 53, Tebligat Kanunu 35, CMUK 321.
11. Ceza Dairesi 2006/8420 E., 2007/433 K.
11. Ceza Dairesi 2006/8420 E., 2007/433 K.
- DOLANDIRICILIK
- HAK YOKSUNLUĞU
- USULSÜZ TEBLİGAT
- 7201 S. TEBLİGAT KANUNU [ Madde 35 ]
- 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 53 ]
- 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 157 ]
- 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 158 ]
- 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 504 ]
"İçtihat Metni"
Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından sanık Mürselln yapılan yargılaması sonunda: Mahkumiyetine dair (Kartal İkinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 08.12.2005 gün ve 2002/462 Esas, 2005/416 Karar sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz talebinin reddine dair aynı yer mahkemesince verilen 17.07.2006 gün ve 2002/462 Esas, 2005/416 Karar sayılı ek kararın Yargıtay"ca incelenmesi süresi içinde sanık tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığı"nın onama isteyen 30.11.2006 tarihli tebliğnamesi ile Daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü:
Sanığa kanunun gösterdiği usullere göre önceden yapılmış bir tebligat bulunmaması nedeniyle, Tebligat Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca sonradan yapılan tebligat usulsüz olduğundan, temyizin süresinde olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmakla, yerel mahkemenin 17.07.2006 gün ve 2002/462 Esas, 2005/416 Karar sayılı temyiz dilekçesinin reddi kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu"nun 28.12.2004 gün ve 2004/173-228 sayılı kararında açıklandığı üzere; oluşa uygun olarak yüklenen dolandırıcılık suçunun bankanın maddi varlığı olan çek kullanılmak suretiyle işlendiğinin iddia ve kabul olunması karşısında, fiilin 765 sayılı TCK"nın 504/3. (5237 sayılı TCK"nın 158/1-f) maddesinde öngörülen suçu oluşturduğu gözetilmeden, 5237 sayılı TCK"nın 157. maddesi ile yazılı şekilde eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, gerekçeli karar başlığına sanığın "Canik" şeklinde yanlış yazılan soyadının nüfus kaydına uygun olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
1-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen dolandırıcılık suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7 ve 5349 sayılı Kanun"la değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 9. maddeleri uyarınca mahkemece 765 ve 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe hüküm belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmuş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın, suçun sübut bulmadığına, yasal unsurlarının oluşmadığına ilişen temyiz itirazlarının reddiyle, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün (ONANMASINA),
2-Sanığın, "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine,
tetkik olunan dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
5252 sayılı Yasa"nın 9/3. maddesi uyarınca lehe yasa belirlenirken suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın ilgili tüm hükümleri ayrı ayrı uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırmasında temel cezaların her iki yasa gereğince asgari hadden tayini durumunda 765 sayılı TCK"nın 342/1, 59/2 ve 5237 sayılı TCK"nın 204/1, 62. maddeleri uygulanmak suretiyle hükmolunan sonuç cezalar eşit ise de hapis cezasına mahkumiyetin doğal sonucu olarak 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluğunun uygulanmasının gerekmesi nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın aleyhe olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 31.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.