5. Ceza Dairesi Esas No: 2014/6781 Karar No: 2016/8476 Karar Tarihi: 20.10.2016
Göreve ilişkin sırrın açıklanması - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2014/6781 Esas 2016/8476 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2014/6781 E. , 2016/8476 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Göreve ilişkin sırrın açıklanması HÜKÜM : Beraat
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Uzman jandarma olan sanığın karakol komutanı ile başka bir olaydan dolayı yaşadığı sorunun etkisi ile ona zarar vermek amacıyla, istihbarat klasöründe bulunan "ASAF Muhtemel Olayları Değerlendirme Yıllık Formunu" nöbetçi olduğu gün alarak çoğalttıktan, komutanının imzasının altına ona ait isim kaşesini bastıktan ve evrakın alt kısmını müstear ad ile köy halkından şahıslar tarafından yazılmış izlenimi verecek şekilde şikayet içerikli cümleleri kızına yazdırdıktan sonra postaneden Cumhurbaşkanlığı ve bir takım kamu kurum ve kuruluşlarına göndererek göreve ilişkin sırrı açıkladığı iddiası üzerine yapılan yargılamada sanık hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yetkili merciden soruşturma izni alınmadan dava açılmış ve yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş ise de, O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz gerekçesinin bu hususu içermediği, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğu iddiasına dayandığı, bu konu hakkında olsa bile CYUY’nın 309. (CMK’nın 290. maddesi) maddesinin; “Maznunun lehine olan hukuki kaidelere muhalefet, maznunun aleyhine hükmün bozdurulması için Cumhuriyet Müddeiumumîliğine bir hak vermez.” şeklinde düzenlendiği, Ceza Genel Kurulunun 25/09/2007 gün, 2007/6-189 Esas , 2007/188 Karar nolu ilamında da benzer görüşün benimsendiği, bu itibarla soruşturma izni alınması hususunun sanık lehine konulmuş bir usul hükmü olduğu ve bunun ihlali halinde Cumhuriyet Savcısının sanık aleyhine temyize hakkının bulunmadığı; keza sanığın üzerine atılı göreve ilişkin sırrın açıklanması suçunda ifade edilen sırrın kamu idaresinin yürütülmesi ve işleyişine ilişkin bilgi ve belgeleri kapsadığı, suç sayılan bir fiile ilişkin açıklama bu suçu oluşturmayacağı gibi, kamu görevlisinin görevi nedeniyle öğrendiği suçları bildirmekle de yükümlü olduğu, somut olayda da sanığın komutanı tarafından tanzim edilen formun suç teşkil ettiğini düşündüğü için ihbar ettiğini savunduğu ve TCK’nın 135. maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesinin suç olarak kabul edildiği, kişilerin ırk, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep veya diğer inançlarının da bu kapsamda olduğu, 136. maddesinde ise kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişinin cezalandırılmasının düzenlendiği ve mahkeme tarafından da ilgili görevliler hakkında 5237 sayılı TCK"nın 135 ve 137/1-a kapsamında gereğinin takdir ve ifası için Perşembe Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu cihetle ve açıklanan bu gerekçelerle birlikte tüm dosya kapsamından sanığın üzerine atılı suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan O yer Cumhuriyet Savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 20/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.