11. Hukuk Dairesi 2013/9933 E. , 2014/575 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2013
NUMARASI : 2013/84-2013/20
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22.02.2013 tarih ve 2013/84-2013/20 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 2009 yılı olağan genel kurul toplantısı yönetim kurulunun 06/10/2010 tarihli daveti üzerine 27/10/2010 tarihinde yapıldığını, yönetim kurulu üye seçimine dair 7. madde, denetçi seçimine dair 8. madde yönetim kurulu üyelerine ve denetçiye ödenecek ücretlerin tespitine dair 9. madde yönetim kurulu üyelerine TTK 334 ve 335. maddeleri uyarınca yetki verilmesine dair 10. madde ve ana sözleşme değişikliğine dair 11. maddenin görüşülüp karara bağlandığını, bu kararlardan pay devrini düzenleyen 7. maddede yapılan değişikliğin şirkete aile dışından yeni ortak almaya yönelik art niyetli bir değişiklik olduğunu belirterek afaki iyiniyet kurallarına aykırı bulunduğunu, talepleri üzerine bilanço görüşmelerinin ertelenmesinin ardından şirketi mali bakımdan ilzam eder mahiyette kararlar alınan gündemin yönetim kurulu üye seçimine dair 7. maddesi, denetçi seçimine dair 8 nolu kararın, ücretlerle ilgili 9 nolu kararın, yönetim kurulu üyelerine yetki verilmesine ve ana sözleşme değişikliğine dair 10 ve 11 nolu kararların ise TTK"nın 381. maddesini ihlal ettiğini ileri sürerek, anılan genel kurul kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, dava dilekçesindeki iddialarının yerinde olmadığını, zira ana sözleşmenin 7. maddesindeki değişikliğin şirketin bir aile şirketi olarak varlığını devam ettirmesi şeklinde özetlenen temel niteliğin pekiştirilerek korunması amacını güttüğünü, şirketteki paydaşların ortak mutabakatının şirketin bir aile şirketi olarak varlığını sürdürmesi olduğunu, paydaş sıfatı taşımayan yönetim kurulu üyelerinin görevini yasal sorumluluk altında sürdürmelerini sağlamak amacı güden diğer değişikliklerin şirkette paydaş sıfatı taşımayan ancak bilgi ve tecrübeleri ile şirkete yararlı olacağı kabul edilen kişilerin yönetim kuruluna alınmaları ile verdikleri hizmet danışmanlık görevinden öteye gitmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı şirket esas sözleşmesinin 7. maddesine yapılan eklenti ve değişikliğin ortak çıkarlara zarar vermeyeceği gibi hakkın kötüye kullanıldığının da iddia edilemeyeceği, bu itibarla, gerek bu maddede ve gerekse dava konusu edilen diğer genel kurul kararlarında afaki iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ancak, yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem yapma izni yönünden alınan kararın bilanço görüşmeleri ile ilgili bulunması nedeniyle bilanço görüşmeleri ertelendiğine göre buna ilişkin gündem maddesinin de karara bağlanması doğru olmadığı gibi 6762 sayılı TTK"nın 334. ve 335. maddeleri uyarınca yönetim kurulu üyelerine izin verilmesinde, yönetim kurulu üyelerinin oy kullanma yasaklısı olduğu ve kendisi için oy kullanamayıp diğer yönetim kurulu üyeleri için oy kullanabileceği gözetilerek nisapların ayrı ayrı değerlendirilmesi ve bu hususunda karar yerinde tartışılması gerekirken bu hususun karar yerinde tartışılmaması doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.