20. Hukuk Dairesi 2016/10144 E. , 2016/10329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.
Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Taraflar arasında görülen dava sırasında davacı tarafından sunulan 17.03.2016 tarihli dilekçe ile özetle "..Mahkeme hâkiminin davalının avukatı gibi hareket ettiğini, davalının tanık ve delil bildirmeyeceğini belirttiği halde bir sonraki oturumda davalının delil bildirmek üzere süre istediğini, durumun hâkime hatırlatılması üzerine hâkimin kendisine sinirlenip bağırdığını, davalıya dönerek (Evde yaptırdığın tadilat ve tamiratları bilirkişiye yazdır, iyice yazdır, dikkat et, yazsın ama ha..) dediğini, hâkimin taraflı davrandığını..." belirterek hâkimin çekilmesi veya başka bir hâkimin görevlendirilmesi talebinde bulunmuştur
Reddedilen hâkim tarafından, talebin reddinin gerektiği ancak davacının 20.03.2015 tarihli dilekçe ile de reddi hâkim talebinde bulunduğunu, anılan isteğin merci tarafından reddedildiğini, temyiz isteiğinin Yargıtay 20. Hukuk Dairesince süre yönünden reddedilerek merci kararının kesinleştiğini, dava dosyasının Yargıtaydan döndükten sonra davacının tekrar reddi hâkim niteliğinde dilekçe verdiğini, davacının reddi hâkim isteğinde ısrarlı olduğundan yargıya güven unsurunun zedelenmemesi için davadan çekildiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine dosyayı inceleyen merci tarafından çekilme kararının reddine ilişkin verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme hâkiminin çekilmesi, HMK"nın 36. maddesi gereğince hâkimin kendi kendini reddi niteliğindedir.
Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır (Anayasa madde 9). Hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Bu nedenle, hâkimler önüne gelen uyuşmazlıkları, ilgili mevzuat çerçevesinde çözmek zorundadır. Bu işlemi yaparken hâkim, bir olayla ilgili kuracağı hükümle, tarafların adalet duygusunu zayıflatacağını değil, güçlendireceğini hedefleyerek çalışmalı, kanunlardan aldığı güçle hareket etmelidir. Somut olayda, şikayet ve isteklerin hâkim üzerinde olumsuz etki bırakmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, verilecek kararda hâkimin bu düşünce etkisinde kalması dahilinde olabileceği gerekçesiyle mahkeme hâkimi tarafından çekilme kararı verilmişse de, maddî bulgu ve delillerle desteklenmeyen soyut iddiaların hâkimlerce duygusallıkla karşılanıp davadan çekilmelerine neden olması, ileride giderilmesi mümkün olmayacak zararlara yol açacağından, kabul edilemez. Aksi hâlde, bir
yerde görev yapan hâkimlerin, aynı yöntemle davadan çekilmeleri sağlanarak, tabiî hâkim ilkesinin zedelenmesine yol açılacağı unutulmamalıdır. Bu nedenle merciin, HMK"nun 36. maddesi gereğince hâkimin çekilmesi koşullarının oluşmadığı yönündeki kabulü usûl ve kanuna uygundur. Açıklanan nedenlerle yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 10.11.2016 gününde oy birliği ile karar verildi.