11. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/2815 Karar No: 2021/755 Karar Tarihi: 02.02.2021
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2815 Esas 2021/755 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2020/2815 E. , 2021/755 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 06.07.2015 tarih ve 2014/522-2015/342 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı banka ile davadışı şahıs arasında 07.03.2012 tarihli genel kredi ve 20.05.2013 tarihli limit artırım sözleşmelerinin düzenlendiğini, davacının bu sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, ancak kredi limitinin sonradan doldurulduğunu, sözleşmenin kanundaki şartları taşımadığını ve geçersiz olduğunu, bu nedenle sözleşmeden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının imzaladığı kefalet sözleşmesindeki kefalet limitinin belirli olduğunu, sözleşmenin geçerli olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Dava, kefalet sözleşmesinin geçersizliği nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Mahkemece yapılan yargılamaya ve alınan bilirkişi raporuna göre, kredi sözleşmesinin 07.03.2012 tarihinde imzalandığı, bu tarih itibarıyla uygulanması gereken 818 sayılı BK hükümlerine göre kefalet limitinin sonradan yazılması ve davacının eliyle yazılmamasının kefaletin geçerliliğini etkilemeyeceği, sözleşme tarihi itibarıyla davacının 600.000,00 TL kredi limiti için kefalet hükümleri gereğince krediden doğan borçtan sorumlu olacağı, dava tarihi itibarıyla da krediden kaynaklanan ana para borcunun 227.530,98 TL olduğu ve kefalet limiti sınırı aşmadığı, bu nedenle sözleşme limitinin arttırılması ve arttırılmaya ilişkin imzanın davacıya ait olmamasının sonuca etkili olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.