19. Hukuk Dairesi 2013/16637 E. , 2014/2004 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı bir şirketin 01/12/2004 tarihli 2 adet faturaya konu malın satışı konusunda anlaştıklarını, ancak bu şirketin gümrüğe gönderilen malları almaktan kaçınması üzerine malların gümrükte kamulaştırma işlemine konu olmaması için müvekkilinin davalı firma ile anlaştığını, malların gümrükten çekilebilmesi için tüm masraf ve cezaların müvekkili tarafından karşılandığını, davalı firmanın malları gümrükten çektiğini, taraflar arasında 09/07/2007 tarihli bir sözleşme imzalandığını, buna göre davalının müvekkiline 2007 yılı sonuna kadar 50.000,00 USD, 2008 yılı ortasında da 50.000,00 USD olmak üzere toplam 100.000,00 USD ödeme yapmayı kabul ettiğini, buna karşılık müvekkilinin ödemeyi aldıktan sonra davalıdan herhangi bir alacak talebinde bulunmayacağını ve aslında satış tutarı 204.000,00 USD olan malların fatura bedelini davalıdan talep etmeyeceğini, davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine davalıya 03/11/2009 tarihli ihtarnamenin keşide edilerek gönderildiğini, davalının bu ihtarnameye 23/11/2009 tarihinde verdiği cevabı ile makinelerin arızalı olduğunu bu nedenle ödeme yapmayacağını bildirdiğini, ancak malların 08/12/2004 tarihinden beri davalının elinde olduğunu, davalının arızalı olduğunu iddia ettiği makinelerin tüm vasfı ve mahiyetlerini bilerek 2007 yılında sözleşmeye imza attığını, kaldı ki makinelerde esaslı bir kusur bulunmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 USD"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının malların gümrükten çekilmesini müteakip satılması konusunda kendilerine yardım edilmesini ve mallar satılınca paranın kendisine ödenmesini talep ettiğini, malların gümrükten çekilmesi üzerine müvekkilinin makineleri pazarlamak için faaliyete başladığını ancak alıcı bulamadığını, bu arada makinelerin çalıştırılmaya başlandığını ancak kumaşları sakat yaptığının tespit edildiğini, davacının durumdan haberdar edildiğini, tamirata rağmen arızanın devam ettiğini, 1,5 yıl makinelerle uğraşıldığını ve yavaş turda sadece belirli kumaşları yapar hale getirildiğini, makinelere bu haliyle müşteri bulunduğunu ve 100.000,00 USD bedelle sözlü anlaşma yapıldığını, davacının bu bedele razı olduğuna dair bir anlaşma imzalandığını, amacın davalının daha sonra muhasebe kayıtlarında davacıya daha fazla borçlu görünmemesini temin etmek olduğunu, bulunan müşterinin daha sonra makineleri almaktan vazgeçtiğini ve müvekkilinin bu anlaşma gereği malların maliki konumunda kaldığını, sözleşmede sadece makinelerin yüksek hızda düzgün çalışmaması hususunun kabul edildiğini, oysa ki süprem makinesi olarak bilinen dava konusu makinenin esas işlevlerini yerine getiremediğini, likralı süprem kumaş ile makinenin çalışmasında makinenin durup kalkması sırasında hata verdiğinin görüldüğünü, makinelerin bir çok kez tamir edilmesine rağmen arızanın giderilemediğini, bu ayıbın kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; kumaş üzerindeki hataların makinenin mekanik aksamları ile ilgili olduğunun tespit edildiği, makinelerin motor ve mekanik aksamlarının bakım ve kontrolleriyle ilgili herhangi bir işletme kaydı bulunmadığı, bu problemlerin makine aksamlarının bakım ve değişimlerinin zamanında yapılmamış olmasından da kaynaklanabileceği, dosya içerisindeki yazışmalardan bu hataların makinelerdeki gizli ayıplardan kaynaklandığının anlaşıldığı, ancak bu gizli ayıbın makinenin ilk elastanlı kumaş çalışması ile tespit edilebileceği, makinelerin 2004 yılından beri davalının elinde olduğu, davalının ayıp iddiası kısmen doğru olmakla beraber 09/07/2007 tarihli sözleşmenin imzalandığı sırada makinelerin ayıplı olduğu hususunun davalı tarafça bilindiği, bu nedenle makinelerin yarı fiyatına düşürüldüğü, davalının davacının 03/11/2009 tarihli ihtarına cevap olarak keşide ettiği 23/11/2009 tarihli ihtarında makinelerin arızalı olduğunu beyan ettiği, daha önce ayıp ihbarında bulunmadığı, davacının alacak talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 14.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.