14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/2944 Karar No: 2010/3800 Karar Tarihi: 06.04.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/2944 Esas 2010/3800 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/2944 E. , 2010/3800 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.03.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.11.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değer yönünden ve tebligat gideri verilmediğinden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 446 parsel sayılı taşınmazları yararına davalılara ait 444 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını istemişlerdir. Davalılar vekili, 442, 445 ve 447 parsel sayılı taşınmazların geçit için daha elverişli olduğunu savunmuş ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, 444 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından davalı ... ve ... vekili temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Somut olayda; mahkemece beş adet alternatif güzergah incelenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, alternatif güzergahlar değerlendirilirken fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi esas alınmamış, davacının en yararına olan geçit güzergahı tercih edilmiştir. Bu nedenle, mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile yeniden keşif yapılmalı ve özellikle 444 ve 445 parsel sayılı taşınmazların müşterek sınırı değerlendirilmeli, müşterek sınırdan kurulacak geçit irtifakı fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine daha uygun olacağından geçit ihtiyacı buradan karşılanmalıdır. Bu güzergahtan geçit kurulmasının olanaklı olmadığının saptanması halinde, şimdi olduğu gibi 444 parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulmasına karar verilmelidir. Karar açıklanan bu nedenlerle bozulmalıdır. Kabule göre de; Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte ( emsallerine göre 2,5- 3 m. ) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekirken gerekçesi gösterilmeden 3,5 metre genişliğinde geçit hakkı tesis edilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 06.04.2010 tarihinde oy birliği ile karar verildi.