10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8549 Karar No: 2017/6686 Karar Tarihi: 12.10.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/8549 Esas 2017/6686 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/8549 E. , 2017/6686 K.
"İçtihat Metni"
Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılık süresinin tespiti ve yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma ilamına uyduktan sonra yaptığı yargılama sonucu ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemenin uyma kararı verdiği Dairemizin bozma kararında "Mahkemece, davacıya ait oda kaydında tahrifat bulunmaması ve üyelik aidat ödemelerinin varlığı karşısında, bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; davacı sigortalının anılan düzenlemeden yararlandırılması gerektiği yönündeki yaklaşımın yerinde olduğu anlaşılıyorsa da; davacının geçici 54. maddesi kapsamında kalan sigortalılık süresi de belirlenmeden karar verilmesi isabetsizdir.Yukarıda, açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutularak, yargılama aşamasında yürürlüğe giren geçici 54. maddeye göre sigortalılık süresi ve sonucuna göre tahsis talebi hakkında karar vermek gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olduğu " belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297’nci maddesinde; “...taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması, gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, önceki bozma kapsamında, davalı Kurumun kabulünde olan 27.9.1990-20.6.1994 dönem dışında hangi sürelerin sigortalılık süresi olarak kabul edildiğinin belirlenerek tahsis talebinin buna göre değerlendirilmesi gerekirken, davacının sigortalılık süresi belirlenmeden yazılı şekilde tahsise karar verildiği anlaşılmaktadır.
./.. Yukarıda, açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutularak hükümde, kabul edilen infaza elverişli sigortalılık süresi belirlenerek ve sonucuna göre tahsis talebi hakkında karar vermek gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.