20. Hukuk Dairesi 2016/5764 E. , 2016/10302 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 08/11/2016 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı Hazine vekili Av.... ile diğer taraftan davacı ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 28/01/2016 havale tarihli dava dilekçesi ile ..., ..., ... köyü 2167, 2264, 521, 522 ve 523 parsel sayılı taşınmazların bir kısmının Hazineden Devlet İhale Kanununun 45. maddesi gereğince satın alındığını, bir kısmını da izale-i şüyu yolu ile aldığını, ancak ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/209 - 875 sayılı kararıyla taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tescillerine karar verildiğini, Türk Medeni Kanunun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000.-TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş daha sonra 29/03/2016 tarihli harçlandırdığı dilekçesiyle dava değerini 7.973.362,73.-TL olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 7.973.362,73.-TL tazminatın, tapu iptal kararının kesinleşme tarihi olan 21/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre tazminat istemine ilişkindir.
Yörede 1948 yılında kesinleşen orman kadastrosu vardır.
Mahkemece, hükme esas alınan uzman bilirkişi raporlarına göre; kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı belirlenerek tapu kaydı iptal edilen ve bu nedenle tazminat davasına konu olan 521, 522, 523, 2264 ve 2167 parsel sayılı taşınmazlar hakkında emsal satış yöntemine göre belirlenen toplam değer üzerinden 7.973.362,73.-TL tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmiş ise de; karar tarihinden sonra, 19.04.2016 tarihli ek rapor ile 2167 sayılı parseldeki 146,70 m2 irtifak hakkı bedelinin hesaplattırıldığı ve daha önce bulunan 2751.109.-TL den düşülerek 2167 sayılı parselin tazminata esas değerinin 2704.809.-TL olarak yeniden tespit ettirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, dosyadan el çekildikten sonra yeni bir ek rapor alınması doğru olmasa da; taşınmazların toplam değeri üzerinden tazminata hükmedilmiş olması nedeniyle 2167 sayılı parsel üzerinde kurulu irtifak hakkı nedeniyle oluşan değer eksilmesinin hükmolunan tazminat miktarına etki edeceği açıktır.
O halde, mahkemece 2167 sayılı parselde kurulan ve taşınmazın değerine etki eden irtifak hakkı gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1350,00.-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak kendisini avukat ile temsil ettiren davalı Hazineye verilmesine 08/11/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.