Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/8742 Esas 2020/1705 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/8742
Karar No: 2020/1705
Karar Tarihi: 25.02.2020

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/8742 Esas 2020/1705 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2019/8742 E.  ,  2020/1705 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    5271 sayılı CMK’nin 231/8-son cümlesi hükmü uyarınca, 14.12.2006 olan suç tarihinden, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 22.03.2011 tarihine kadar bazı kesintilerle, her seferinde yeniden başlayan dava zamanaşımı süresinin işlediği, bu tarihten sonra denetim süresi içinde işlenen kasıtlı suçtan dolayı verilen ve kesinleşen mahkûmiyet hükmü nedeniyle ihbar üzerine dosyanın yeniden ele alındığı, böylelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 22.03.2011 tarihinden itibaren deneme süresi içinde işlenen ikinci suç tarihi olan 17.02.2013 tarihine kadar dava zamanaşımının durduğu gözetilerek yapılan incelemede;
    1- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.11.2014 tarihli 2013/830 Esas ve 2014/502 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; CMK"nin 231/11. maddesine göre hükmün açıklanmasına dair kararda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3, CMK"nin 34 ve 230. maddeleri uyarınca gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiğinden; somut olayda sanığın sabit kabul edilen fiilinin ne olduğu belirtilip buna dayanak olan deliller gösterilip tartışılmadan gerekçesiz hüküm kurulması,
    2- Sanık hakkında, katılan ... adına düzenlenmiş sürücü belgesine dayanarak Türk Telekom Müdürlüğüne başvurarak abonelik sözleşmesi düzenlemek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, katılana ait sürücü belgesini ibraz ederek ... adına abonelik sözleşmesi ve bağlantı başvuru formu imzalamaktan ibaret eyleminin, suç tarihinden sonra 10.11.2008 tarihli ve 27050 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki suçu oluşturduğu, sanığa ön ödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekliliği,
    3-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.