
Esas No: 2019/1919
Karar No: 2020/14283
Karar Tarihi: 25.06.2020
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/1919 Esas 2020/14283 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TCK.nın 268. maddesindeki suçun oluşması için öncelikle, fail tarafından işlenen bir suçun bulunması gerekmektedir. Başka deyişle iftira suçunun aksine, bu madde bakımından gerçek bir suçun işlenmesi ve bu suçun faili ile 268. maddedeki eylemin failinin aynı kişi olması zorunludur.
İşlenmiş olması gereken suçun kasıtla veya taksirli suç olması arasında bir fark bulunmamaktadır. Fakat, maddede yalnızca suçtan söz edilmekle, kabahatler veya disiplin eylemleri madde kapsamında değerlendirilmemektedir.
Maddedeki ifade biçiminin hatalı olduğu söylenebilir ise de, mevcut düzenleme karşısında, failin gerçekte o suçu işlememiş bulunduğunun anlaşılması halinde, başkasının kimlik bilgilerini kullanma eyleminin 268. maddesindeki suçu oluşturmadığını kabul etmek, kanunilik ilkesi bakımından zorunlu görülmektedir. Bu tür eylemlerde suçun diğer unsurlarının da bulunması halinde TCK"nın 206. maddesinin uygulanması gereklidir.
Bu açıklamalar ışığında; sanığın 20.10.2012 tarihinde ... isimli şahsa ait inşaat alanından hırsızlığa teşebbüs suçundan hakkında başlatılan soruşturmada, mağdur ..."a ait kimlik bilgilerini kolluk görevlilerine beyan etmesi sonrasında,sanıktan alınan parmak izi incelemesi ile gerçek kimlik bilgilerine ulaşıldığı somut olayda; sanık hakkında UYAP sisteminden yapılan inceleme ve dosya kapsamından hırsızlığa teşebbüs suçundan yürütülen adli soruşturma veya kovuşturmanın akıbetine dair bilgi veya belge bulunmadığı,bu suça ilişkin soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi veya kamu davası açılmışsa yargılama sonucunda beraat kararı verilmesi ve bu kararların kesinleşmesi halinde sanığın "işlediği bir suçtan" söz edilemeyeceği cihetle TCK.nın 268. maddesinde tanımlanan suçun unsurları oluşmayıp sanığın TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen ""resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan"" suçundan cezalandırılması gerektiğinin anlaşılması karşısında; soruşturma veya kovuşturmanın akıbeti araştırılıp tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.