Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2020/146
Karar No: 2020/459
Karar Tarihi: 24.06.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2020/146 Esas 2020/459 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2020/146 E.  ,  2020/459 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi


    1. Taraflar arasındaki “karşılıklı boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 02.10.2019 tarihli ve 2019/1348 E., 2019/1184 K. sayılı direnme kararının davalı-birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
    2. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:
    3. İlk derece mahkemesince 11.01.2018 tarihli ilk kararda; boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-birleşen davalı erkeğin, davalı-birleşen davacı kadına nazaran daha kusurlu olduğu gerekçesiyle karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulüne, ortak çocuğun velayetinin babaya tevdiine, davacı-birleşen davalı erkeğin manevi tazminat talebinin reddine, davalı-birleşen davacı kadın lehine aylık 300,00TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 12.000,00TL maddi ve 10.000,00TL manevi tazminata hükmedilmiş, bu karar davacı-birleşen davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar; davalı-birleşen davacı kadın vekili tarafından ise nafaka ve tazminatların miktarları yönünden istinaf edilmiştir.
    4. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 14.02.2019 tarihli kararında; boşanma hükmü istinaf edilmediğinden tarafların ilk derece mahkemesince belirlenen kusur durumlarının da kesinleştiği, bu konuda kesin hüküm oluştuğu, açıklanan sebeple kesinleşen konularda istinaf incelemesi yapılamayacağı, tarafların kesinleşen kusurları, tespit edilen mali ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak takdir edilen nafaka ve tazminatların miktarının da uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermiştir.
    5. İstinaf kararının davacı-birleşen davalı erkek vekili tarafından aynı sebeplerle temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2019/2549 E.- 7580 K. ve 20.06.2019 tarihli ilamı ile;
    "….Boşanma davasının eki niteliğindeki nafaka ve tazminat taleplerine ilişkin uygulamada; isteklerin tümü yasadan kaynaklı birbirlerinin eki niteliğinde bulunduklarından boşanma kararı ve boşanmanın fer"ilerine ilişkin kararlar, hükmün gerekçesiyle ve de gerekçede belirlenen "Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların kusur durumu" ile birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar….. Tarafların, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur unsurunun tespit edilmiş olunduğu gerekçe; münhasıran boşanma hükmüne değil, boşanma ve eki niteliğinde talep edilen istemlere ilişkin kurulan hükümlerin tümünün gerekçesidir. Kesinlik sadece hüküm fıkraları için söz konusu ise de; hüküm fıkraları ile gerekçe arasında anlatıldığı şekilde zorunlu bir bağ varsa hükmün gerekçesi de kesinlik kazanır… Hüküm davacı erkek tarafından açıkça kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlara ilişkin istinaf edildiğinden ilk derece mahkemesince tespit edilen kusur durumunun yazılı olduğu gerekçe bölümü aleyhine olağan kanun yoluna başvurulmuş olması nedeniyle şekli anlamda kesinleşmediği ve HMK m. 303/1 maddesi gereği şekli anlamda kesinleşmeyen bir hükmün maddi anlamda da kesin hüküm oluşturmadığı dikkate alınmaksızın kesin hükmün varlığına bahisle bölge adliye mahkemesince; davacı-karşı davalı erkeğin kusur belirlemesine ilişkin itirazının esası incelenmeksizin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. O hâlde; bölge adliye mahkemesince yapılacak olan iş; ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesine ilişkin tüm deliller değerlendirilerek tarafların kusur durumunun belirlenmesi ve bu belirlemeye bağlı olarak boşanmanın fer"i niteliğinde bulunan yoksulluk nafakası ve tarafların tazminat talepleri ve yoksulluk nafakaları yönünden karar vermekten ibarettir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…" gerekçesiyle bozulmasına, nafaka ve tazminatlara ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi 02.10.2019 tarihli kararı ile bozma ilamına direnmiştir.
    6. Direnme kararı davalı-birleşen davacı kadın vekili tarafından nafakaların ve tazminatların miktarlarına yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    7. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda olağan kanun yolları istinaf ve temyiz olmak üzere iki aşamalıdır. Bu Kanundaki düzenleme bakımından da yargılamanın yenilenmesi olağanüstü kanun yolu olma özelliğini devam ettirmektedir.
    8. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş ve Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanun ile kabul edilen istinaf yargısı, 20 Temmuz 2016 tarihinde faaliyete başlayan Bölge Adliye Mahkemeleri ile birlikte hukuk sistemimize dâhil olmuştur.
    9. HMK"nin 341/1. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Görüldüğü üzere taraflar arasındaki uyuşmazlığın esasını çözen nihai kararlar yanında usuli nihai kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvuru mümkün olduğu gibi, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi veya bu taleplerin kabulü hâlinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı da istinaf başvurusu yapılabilecektir.
    10. İstinaf bir kanun yolu olmakla birlikte temyiz kanun yolundan farklı olarak ilk derece mahkemesinin kararının denetlenmesi yanında aynı zamanda gerektiğinde yeni bir yargılama yapılması ve hüküm mahkemesi gibi karar verilmesi söz konusudur. İstinafın kapsamını Kanun"un 355"inci maddesi belirlemiş olup bu madde hükmü dikkate alındığında kamu düzenine aykırılık hâlleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılır; bu kapsamda istinaf sebebi ile bağlı kalınmak kaydı ile bu konudaki delillerin toplanması ve incelenmesi söz konusu olur. Nitekim Kanun"un 357/1. madde hükmüne göre, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.
    11. Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kanaatine varılması hâlinde, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilecektir (HMK m. 353/1-b-1).
    12. Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunda ileri sürülen sebeplerin doğru olduğuna kanaat getirirse; bu durumda ilk derece mahkemesinde dava reddedilmiş ise, ret kararını kaldırarak davanın kısmen ya da tamamen kabulüne; dava kabul edildiği hâlde reddi gerekmekte ise kabul ya da kısmen kabul kararını kaldırarak ret kararı verir.
    13. Temyiz kanun yolu ise HMK"nin 361 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 361"inci maddesine göre; "Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir". Görüldüğü üzere temyiz kural olarak bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı başvurulabilen bir kanun yoludur. Kanun"un 362. maddesi ile de temyiz edilemeyen kararlar düzenlenmiştir.
    14. Yargıtay taraflarca ileri sürülen veya kendisinin tespit ettiği temyiz sebeplerini yerinde görürse, bozma kararı verecektir. Ancak, temyiz başvurusu bölge adliye mahkemesi tarafından verilen istinaf başvurusunun esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren ilk derece mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge adliye mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosya, kararı veren bölge adliye mahkemesi veya uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderilir.
    15. Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Öte yandan dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderildiği durumlarda bölge adliye mahkemesi tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir. Gerek ilk derece mahkemesi gerek bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir.
    16. Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde; direnme kararı davacı-birleşen davalı erkek tarafından temyiz edilmemiş (Direnme konusu uyuşmazlık temyiz edilmemektedir.), karar, davalı-birleşen davacı kadın vekili tarafından nafakaların ve tazminatların miktarlarına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Bu durumda direnme konusu uyuşmazlığın temyiz edilmediği de dikkate alındığında Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılacak bir işlem bulunmamaktadır.
    17. O hâlde; Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılacak bir işlem bulunmadığından, dosyanın davalı-birleşen davacı kadın vekilinin nafakaların ve tazminatların miktarlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılacak bir işlem bulunmadığından dosyanın YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 24.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi