MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.01.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın davalı Hazine yönünden kabulüne, diğer davalı yönünden husumetten reddine dair verilen 15.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı; Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 16.06.2006 tarih ve 2006/270-542 E.K. sayılı ilamı ile dava konusu 1192 ada 26 parsel numaralı taşınmazın 4. kat 13 nolu bağımsız bölümünün 106.045 TL’lik tutarındaki değerine karşılık gelen kısmının müsaderesine karar verildiğini ancak değer tespiti yapılmadan 06.12.2007 tarihinde bağımsız bölümün tamamının tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescil edildiğini belirterek, taşınmazın gerçek değeri ile müsadere kararı verilen 106.045 TL’sinin orantılanması sonucu tespit edilen hissenin iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalı Hazine davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... hakkındaki davanın husumet yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, Hazine aleyhine açılan davanın kabulü ile taşınmazın tamamı 100 hisse kabul edilerek tapu kaydının 76,43/100 hissesinin davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Hükme dayanak yapılan 07.09.2009 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, taşınmazın davalı Hazine adına tescil edildiği 06.12.2007 tarihi itibariyle değerinin 450.000 TL olduğu, Askeri Mahkemece müsadere kararı verilen 106.045 TL’lik tutarındaki değerinin, tespit edilen 450.000 TL’lik değere orantılanması sonucu, davacı adına tescil edilmesi gereken hissenin 76,43/100 olduğunun belirtildiği görülmektedir.
Mahkemece, müsadere kararı verilen 106.045 TL’lik tutarın 06.12.2007 tarihi itibariyle güncelleştirilmiş değeri hesaplanmadan, sadece taşınmazın davalı Hazine adına hükmen tescil edildiği 06.12.2007 tarihi itibariyle tespit edilen güncel değerine göre hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş; açıklamalı, gerekçeli ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu ile 16.06.2006 tarihinde müsadere kararı verilen 106.045 TL’nin de, 06.12.2007 tarihi itibariyle günceleştirilmiş değerini, çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, tüketici eşya fiyatı endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artış, maaş artışları vs. gibi) ortalamaları alınarak yapılacak hesaplama ile tespit etmek ve 106.045 TL’nin tespit edilen güncelleştirilmiş değeri ile 450.000 TL olarak tespit edilen daire değerinin orantılanarak sonucuna uygun karar vermek olmalıdır. Bilirkişi raporundaki değerlendirme ile bağlı kalınarak hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent gereğince kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 05.04.2010 tarihinde oy birliği ile karar verildi.