8. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/8704 Karar No: 2014/8483 Karar Tarihi: 28.04.2014
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/8704 Esas 2014/8483 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2014/8704 E. , 2014/8483 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 06/03/2014 NUMARASI : 2014/167-2014/186
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Menfi tespit ilamları, İcra ve İflas Kanunu"nun 72/5.maddesi karşısında kesinleşmeden takibe konulamaz. İlam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentiler de aynı kurala tabidir. İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin, ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden eklentilerin de ayrıca takibe konu edilmeleri söz konusu olamaz. Diğer bir anlatımla; borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi tespit davası sonunda alınan ilam, yargılama gideri ve tazminata ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür. Bu kalemlerin kesinleşmesi ve infazı ancak bir bütün olarak ilamın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla, ilamın esas hakkındaki hükmü kesinleşmeden vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına ilişkin hüküm bölümü ayrıca infaz ve icra takibine konu edilemez. (HGK. 05.10.2005 tarih ve 12-534 2005/554 sayılı kararı) Somut olayda; takip dayanağı ilamın incelenmesinde, asıl davada davacı -karşı davalı (takip borçlusu) tarafından davalı-karşı davacılar (takip alacaklısı) aleyhine menfi tespit davası açıldığı, bu davada karşılık dava olarak da davalı-karşı davacılar (takip alacaklısı) tarafından davacı-karşı davalıya (takip borçlusu)-karşı alacak davası açıldığı, birleşen davanın ise menfi tespit davası olduğu, menfi tespit davalarının reddedilip, karşı dava olarak açılan alacak davasının kabul edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar takibe bu alacak davasında hükmedilen alacak ve fer"ileri konulmuş ise de; asıl ve karşı davadaki talepler birbirleriyle bağlantılıdır. Asıl dava menfi tespit davası olup, karşı dava olarak alacak davası açıldığından ilam kesinleşmeden takibe konulamaz. O halde mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve UMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.