Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1122
Karar No: 2020/457
Karar Tarihi: 23.06.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1122 Esas 2020/457 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1122 E.  ,  2020/457 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “kadastro tespitine itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Tekirdağ Kadastro Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı Miraş A.Ş. temsilcisi ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı Miraş A.Ş. temsilcisi ... tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı Miraş A.Ş. temsilcisi ... 10.11.2005 havale tarihli dava dilekçesinde; çekişme konusu tapulu, imar izinli, üzerinde su deposu ve işyeri bulunan Çorlu ilçesi Yenice beldesi 19 pafta, 138 ada 24 ve 135 ada 19 parsel sayılı taşınmazların orman kadastro komisyonu tarafından yapılan çalışmalarda orman sınırları içerisine alındığını, taşınmazların tapu kayıtlarında arsa vasfında olduklarını ve taşınmazın orman arazisi olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığını, 1971-1990 yılları amenajman planlarında tarım arazisi olarak yer aldıklarını ileri sürerek orman kadastro komisyonu kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    5. Davacı Miraş A.Ş temsilcisi ... 03.04.2013 havale tarihli dilekçesinde, çekişmeli 138 ada 24 parsel sayılı taşınmazın Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.02.2011 tarihli ve 2010/233 E., 2011/68 K. sayılı kararı ile hükmen Yenice Belediyesine geçtiğini bildirmiş, mahkemece 22.05.2013 tarihli duruşmada 1 numaralı ara karar ile, çekişmeli 138 ada 24 parsel sayılı taşınmaza yönelik davanın tefrikine ve ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
    Davalı Cevabı:
    6. Davalı ... vekili 26.01.2006 havale tarihli cevap dilekçesinde; 94 numaralı orman kadastro komisyonu tarafından Sarımeşe Devlet Ormanı sınırlama çalışmaları yapıldığını, kadastro çalışmalarında 3489, 1819, 3433, 3432 ve 140 parsel sayılı taşınmazların kısmen orman sınırları içerisinde kalmasına rağmen şahıslar adına tescil edildiğinin tespit edildiğini, orman vasfına haiz yerlerin özel kişiler adına tapuya tescil edilmiş olmasının hukuki kıymeti bulunmadığını belirterek davanın reddi ile komisyon tespiti gibi karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararı:
    7. Tekirdağ Kadastro Mahkemesinin 09.09.2014 tarihli ve 2013/22 E., 2014/14 K. sayılı kararı ile; davanın resen araştırma ilkesinin uygulanacağı davalardan olmadığı, 3402 sayılı Kanun’un 36/1. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 324/1, 2. maddelerine göre keşif gideri olarak belirlenen masrafların usulüne uygun ihtarat içerir ara karar ile belirlenen yasal kesin sürede davacı tarafından yatırılmasına karar verildiği, ara kararın ısrarla davacıya tebliğ edildiği ve belirlenen sürede de davacı tarafından keşif giderinin herhangi bir mazeret sunulmaksızın yatırılmadığı gerekçeleriyle ispatlanamayan davanın reddine, dava konusu Tekirdağ ili Çorlu ilçesi Yenice beldesi 135 ada 19 parsel sayılı taşınmaza ait 12.07.2005 tarihinde ilan edilen orman kadastro sınırlandırılmasına ilişkin 94 nolu orman kadastro komisyon kararının geçerli olduğunun tespitine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı
    8. Tekirdağ Kadastro Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Miraş A.Ş. temsilcisi ... temyiz isteğinde bulunmuştur.
    9. Yargıtay 20. Hukuk Dairesince 01.12.2014 tarihli ve 2014/9297 E., 2014/10028 K. sayılı kararı ile;
    “…Tüm bu açıklamalara göre, kadastro mahkemesinde görülen davalarda, 3402 sayılı Kanunun usûl hükümlerinin uygulanacağı, uyuşmazlığın çözümünde özel kanunda hüküm bulunması halinde, genel hükümlerin uygulanmasının söz konusu olamayacağı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup; bu kanunda öngörülen usûl kurallarının uygulanması gerekeceği, bu durumda, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 28/2 maddesi gereğince duruşma günü taraflara Tebligat Kanununa göre re"sen tebliğ edilecek, 36/1. maddesinin son paragrafına göre re"sen yapılması gereken soruşturma ve tebligat işlemleri için zarurî giderler, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü giderden harcama yapılacak ve yine, 36/1. maddesine göre aynı Kanunun 30/2. maddesinde belirtilen istisnaî haller dışında taraflar dinlenilmelerini talep ettiği tanık ve bilirkişi, vasıta masrafları hâkim ile katip ve mübaşire verilecek ücretler ile yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip bu ücretin mahkeme veznesine yatırılması için uygun bir süre verilmesi, kesin önel gereği yerine getirilmediği takdirde sonucunun hatırlatılması ve belirlenecek süre içinde gerekli giderlerin yatırılmaması durumunda bu delillere dayanılmaktan vazgeçmiş sayılarak, mevcut delil durumuna göre bir karar verilecektir. Söz konusu 36/1. madde ile ...M.K."nun 414. maddesi ve H.M.K."nun 324. maddesi de paralel hükümleri ihtiva etmektedir.
    Yargıcın dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir (HMK m. 288 vd.-HUMK m. 363 vd.). Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli önel ve/veya kesin önelin avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemişse, kesin önel içerisinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi; bunun doğal sonucu olarak; hâkim, katip ve götürülecekse mübaşir için yol tazminatının (492 sayılı Harçlar Kanunu m. 34); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi yanında, yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Kanunu ile Tebligat Tüzüğünün gözönünde tutulması zorunludur.
    Anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara kararı ve buna dayalı olarak verilecek önel ve kesin önelin uygulamada (HMK m.324;m.94 - HUMK m.414; m.163 açısından) bir sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (...K. 26.02.1975 T. 1972/1-1273 E., 1975/258 K; ...K. 18.02.1983 t, 1980/1-1284 E. 1983/141 K. ...K. 30.12.1992 t. 1992/16-666 E., 1992/769 K.; 20 H.D. 14.12.1992 t, 1992/16198-7040).
    Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur.
    Yukarıda belirtilen genel hükümler, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 29. maddesi aracılığıyla aynı Kanunun 36. maddesine göre işlem yapılması hallerinde de aynen uygulanır. Açıklanan kanun ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin kanunî sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir." gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Direnme Kararı:
    10. Tekirdağ Kadastro Mahkemesinin 28.05.2015 tarihli ve 2015/1 E., 2015/11 K. sayılı kararı ile; davanın niteliği gereği 3402 sayılı Kanun’un 30/2. maddesi ile 6100 sayılı HMK"nın 325. maddesi kapsamında bulunmadığından yargılama giderlerinin davacı tarafından karşılanması gerektiği, bozma kararında keşif ara kararında sayılan koşullardan hangi veya hangilerine uyulmadığı belirtilmeksizin genel hükümlere aykırı olarak karar oluşturulmasından dolayı hükmün bozulmasına karar verildiği, 17.04.2014 tarihli oturumda alınan ara kararın Yargıtay bozma kararında sayılan ilke ve genel hükümlere uygun olarak oluşturulduğu, usulüne uygun ihtarat içerir ara kararı ile belirlenen iki haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafından keşif giderlerinin yatırılmasına karar verildiği ve verilen kesin süre içerisinde veya keşif icra edilecek güne kadar keşif masrafları yatırılmadığı, kesin süreye uyulmamasından dolayı verilen hükmün usul ve yasaya uygun olduğu gerekçeleriyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    11. Direnme kararı davacı Miraş A.Ş. temsilcisi ... tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    12. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yerel mahkemece keşif yapılmasına ilişkin kurulan ara kararın, Özel Daire bozma kararında belirtilen ilke ve genel hükümlere uygun olarak kurulup kurulmadığı, burada varılacak sonuca göre davanın reddine karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

    III. ÖN SORUN
    13. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce, davacı tarafından çekişme konusu tapuda adına kayıtlı olan taşınmazların dava değeri belirtilmeksizin 12.00TL peşin harç ile 12.00TL başvuru harcı yatırılmak suretiyle açılan eldeki davada, mahkemece davacı tarafın yatırması gereken nispi peşin harcın eksik ödendiği tespit edilerek eksik harcın tamamlanması için duruşmada hazır bulunmayan davacı temsilcisine kesin süre içinde harcın tamamlanması, tamamlanmaması hâlinde “davanın açılmamış sayılacağı” ihtarını içeren ara kararlar tesis edilmesine rağmen davacı tarafından ara kararlarda belirtilen eksik harcın tamamlanmadığı gözetildiğinde, eksik harç tamamlatılmadan yargılamaya devam edilerek karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı ön sorun olarak tartışılmıştır.


    IV. GEREKÇE
    14. Dava, süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
    15. Davacı tapu kaydına dayanarak yörede 2005 tarihinde ilk kez yapılan ve 12.07.2005 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında Çorlu ilçesi, Yenice köyünde bulunan 135 ada 19 parsel sayılı taşınmazın orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu ileri sürerek bu yere ait sınırlamanın iptalini istemiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1968 yılında kesinleşen arazi kadastrosu bulunmaktadır.
    16. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun "Yargılama giderleri, kadastro harcı ve tahakkuku" başlıklı 36. maddesi ile kadastro davaları harca tabi tutulmuştur. Gerek 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36/1. maddesi ve gerekse 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 30 ve 32. maddeleri uyarınca davacı, dava harçlarını ödemek zorundadır.
    17. Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteklerine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (resen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır.
    18. 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun “Nispi harçlarda ödeme zamanı” başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasında “(1) sayılı tarifede yazılı nispi harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir” denildikten sonra 23.07.2010 gün ve 6009 Sayılı Kanunun 18.maddesi ile değişik (a) bendinde “Karar ve ilam harcı” alt başlığı ile “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir. Şu kadar ki, ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davalarında peşin alınan harcın oranı yirmide bir olarak uygulanır. Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.”düzenlemesine yer verilmiştir.
    19. Aynı Kanunun “Harcı Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32. maddesinde ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü getirilmiştir.
    20. Dava açılırken peşin olarak ödenmesi gereken harcın eksik ödenmesi hâlinde eksik harcın ne şekilde tamamlatılacağı 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 30. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre, yargılama sırasında tespit olunan dava değerinin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için yargılamaya devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) "nun 409. [6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ( HMK)’nun 150. maddesinde benzer şekilde yeniden düzenlenmiştir] maddesinde de gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulmasının noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu nazara alındığında yargılama sırasında tespit olunan yeni dava değeri üzerinden tarife uyarınca alınması gereken peşin nispi karar ve ilam harcı ilgilisince tamamlanmadan davaya devam edilmesi olanağından söz edilemez.
    21. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36/2. maddesi uyarınca kadastro hâkimi, dava harcı ile yargılama giderlerinin tespit ve hesaplanmasında ilgili taşınmaz mala ait son beyan dönemi emlak vergisi değerini yani kadastro tutanağında yazılı “harca esas değeri” dikkate alır. Aynı maddenin 1. fıkrasında ise “taraflardan her biri dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karşılamak zorundadır. Davacı, hâkim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde, onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
    22. Maddede yer alan “onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılır” ifadesi, bu yaptırımın delillere ilişkin yargılama giderleriyle ilgili olduğunu göstermektedir. Dolayısı ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nda davacı tarafın ödemekle zorunlu olduğu harcı tam olarak ödememesi hâlinde ne yapılması gerektiği hususunda bir açıklık bulunmamaktadır.
    23. Bu durumda değerlendirilecek husus 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 30. maddesinde yazılı ve 1086 sayılı HUMK"nın 409. (HMK m. 150) maddesine atıf yapan hükmün Kadastro Mahkemelerinde de uygulanıp uygulanamayacağıdır.
    24. Bilindiği gibi, kadastro mahkemeleri yer yer HUMK"da yazılı genel usul kaidelerinden farklı yargılama usulüne tabidir. Bu farklılıkların amacı, bir tasfiye kanunu olan Kadastro Kanunu"nun hedeflerine uygun olarak yargılamayı hızlandırarak mülkiyet ihtilaflarını bir an önce sonuçlandırmak ve tapu sicilinin kısa sürede oluşmasını sağlamaktır. Bu hedefe yönelen farklılıklardan bir tanesi de 1086 sayılı HUMK"nın 409. (HMK m. 150) maddesidir. Kadastro Kanunu"nun 29. maddesi uyarınca, HUMK" nın 409. maddesinin aksine tarafların yokluğunda da yargılamaya devam olunur; davanın takip edilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilemez. O hâlde, eksik harç durumunda Harçlar Kanunu"nun 30. maddesinin atfı ile HUMK" nın 409. maddesinin uygulanması kadastro yargılamasının amacıyla bağdaşmamaktadır.
    25. Ne var ki, Kadastro Kanunu’nun 28. maddesinde dava dilekçesinde dava sebep ve delillerini bildirmeyen yani dava dilekçesini usulüne uygun şekilde tanzim etmeyen davacının, çıkartılacak meşruhatlı davetiyeye rağmen ilk celseye kadar bu eksiklikleri tamamlamaması hâlinde davanın açılmamış sayılmasına ve çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verileceği hükmü yer almaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36/1, 28 ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32. maddeleri kadastro yargılamasının amacı da dikkate alınmak suretiyle birlikte değerlendirildiğinde, kadastro mahkemelerinde, eksik harç hâlinde mahkemenin davacı tarafa uygun bir kesin mehil vermesi, mehle uymamanın neticelerinin davacı tarafa ihtar olunması, verilen mehil içinde harcın yatırılmaması hâlinde doğrudan davanın açılmamış sayılmasına ve dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
    26. Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince, mahkemece 04.03.2013 tarihli duruşmada Yenice Belediye Başkanlığınca bildirilen çekişmeli taşınmazlara ilişkin son beyan dönemi emlak vergisine esas değeri toplamı üzerinden eksik yatırıldığı belirlenen nispi peşin harcın tamamlanması için hazır bulunmayan davacı temsilcisine kesin süre verilmiş, davacı temsilcisi ... tarafından 03.04.2013 havale tarihli dilekçe ile, çekişmeli taşınmazlardan 138 ada 24 parsel sayılı taşınmazın Yenice Belediyesine hükmen geçtiği bildirildiğinden, 22.05.2013 tarihli duruşmada 1 nolu ara karar ile yeni oluşan durum nedeniyle 04.03.2013 tarihli ara karardan dönülerek Yenice Belediye Başkanlığınca bildirilen çekişmeli 135 ada 19 parsele ilişkin son beyan dönemi emlak vergisine esas değeri üzerinden hesaplanan nispi peşin harcın tamamlanması için duruşmada hazır bulunmayan davacı temsilcisine kesin süre verilerek harcın tamamlanması, tamamlanmaması hâlinde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına (davacı duruşmada hazır bulunmadığından ihtarat yapılamadı) karar verilmiş, ara kararın davacıya usule uygun tebliğ edilememesi nedeniyle müteakip 31.07.2013, 24.10.2013, 24.12.2013 tarihli duruşmalarda aynı yönde ara karar tesis edilmeye devam edilmiştir.
    27. Mahkemece eksik yatırılan peşin nispi harcın tamamlanmasına ilişkin prosedür tamamlanmadan yargılamaya devam olunarak 17.04.2014 tarihli duruşmada, keşif yapılmasına, keşif giderlerinin yatırılması hususunda kesin süre verilmesine, belirtilen süre içerisinde keşif masrafının yatırılmaması hâlinde keşif talebinden vazgeçmiş sayılacağı ve gerekirse davanın reddine karar verileceğinin davetiyeye şerh düşülmesine ilişkin ara karar verilmiş, bu ara kararın davacı temsilcisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmesinden sonra kesin süre içerisinde giderlerin yatırılmaması nedeniyle ispatlanamayan davanın esastan reddine hükmolunmuştur.
    28. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32. maddelerinde yer alan amir hükümler karşısında, eksik harcı tespit edip bunun tamamlanmasına ilişkin prosedürü başlatan mahkemenin, bu süreci tamamlamadan yargılamaya devam ederek keşif giderleri hususunda kesin süre vermesi hukuken sonuç doğurmayacağından kesin süreye riayetsizlik nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
    29. O hâlde mahkemece; Kadastro Kanunu’nun 36/1, 28 ve Harçlar Kanunu"nun 30 ve 32. maddeleri uyarınca eksik yatırıldığı tespit edilen nispi peşin harcın tamamlanmasına ilişkin davacı tarafa kesin süre verilmesi, ara kararda tamamlanması gereken harç miktarının Kadastro Kanunu"nun 36/2 maddesi göz önünde bulundurulmak suretiyle belirlenmesi, açık ve anlaşılır şekilde gösterilmesi, bunun yanında, verilen sürenin yeterli olması, ayrıca süreye uyulmamasının sonuçlarının hâkim tarafından açıkça anlatılarak bu konuda tarafların uyarılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
    30. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davacının dava konusu ettiği kısımların değerinin ancak mahkemece yapılacak keşif neticesinde belli olacağı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yöntemine uygun keşif yapılması, davacının dava konusu ettiği kısım ve bu kısmın değerinin belirlenmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiğinden ön sorun bulunmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
    31. Hâl böyle olunca; direnme kararının diğer hususlar incelenmeksizin eksik yatırılan peşin nispi harcın tamamlanmasına yönelik usule ilişkin nedenlerle bozulması gerekmiştir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    Davacı Miraş A.Ş. temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının usule ilişkin nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
    Bozma nedenine göre sair temyiz nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanunun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.06.2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi